E-Dergi

Tolstoy gibi bir ismin kaleminden Hz.Muhammed(sav)'e dair yazılmışları okumak ayrı bir hadise. Yazıldığı dönemde Tolstoy'dan esinlenip İslam'a ilgi artar endişesiyle yayınlanması yasaklanmış, Tolstoy'un itirafları ve çocuklarının dini eğitimi için, Tolstoy'dan yardım isteyen bir Rus aile ile İslam üzerine yazışmalarının orjinallerinin de sunulduğu eser,kitaplıklarda bulunmalı.

Tüm kitap iki kadının diyaloglarından oluşuyor. Biri genç bir öğrenci diğeri ölümünü bekleyen iki kadının hayatlarına ve birbirlerinden öğrendiklerine şahitlik ediyorsunuz okurken. Her ne kadar konunun duanın kalıcılığıyla bir alakası olmasa da kolay okunabilecek güzel bir kitap.

Leyla İle Mecnun efsanesini en güzel anlatan eserlerden biri.Minyatürlerle de süslenmiş olan kitap, haiz olduğu şiirsel üslup hasebiyle akıcı ve bir solukta okunulası türden. Bir ayrıntı; İskender Pala'nın bu eserinden hareketle "Leyla ile Mecnun" müzikali yazılmış ve halihazırda İstanbul'da çeşitli zaman ve mekanlarda gösterimdedir.

Derin manasıyla aşkı okumak isteyen herkese tavsiyemdir. Günümüzün aşk dediği yüzeysellikten sıyrılıp, bu asil duygunun derinlerine indikçe, "aşka aşık olmak"la karşılaşmak muhtemel.
"Bir kuru yakınlaşmayı, ilgiyi, arzuyu aşk sanarak yaşanılan ömür adına vaveylâ ve vâ esefâ!.."
Özellikle Fahri Kainat Efendimiz(sav)'e aşken dile getirdiği şu cümle beni çok etkilemişti:
"Kimileri Gül dediler ömür boyu güldüler, kimileri Gül dediler gül uğruna öldüler."

"Yazmak bazen kelimelerin önünde acıdan kıvranmaktır. Önünde gezinen harfler insanın başını çatlatacak bir cümlenin habercisidir. Hangilerini alıp yanyana dizsen bir öfkenin bir acının keskin yüzleri haline dönüşürler. Yazmak, göz göre göre bir ateşin içine atmaktır bedenini. Kalbini avuçlarının içine alıp acıdan kıvranacak kadar kuvvetlice sıkmaktır yazmak."