E-Dergi

Cihan Aktaşı ilk ve muhtemelende son okuyuşumdu.Bir daha okuyacağımı da zannetmiyorum.Kitaptaki hikayelerin hiçbirinde olay namına bir şey yok.Giriş-Gelişme-Sonuç yok.Olabildiğince de sıkıcı.Kitabın sonunu iple çektim diyebilirim.Kısaca ben okuyup zaman kaybı yaşadım bari siz okuyup aynı hataya düşmeyin.

Güzel.Güzel.Güzel.Nerdeyse kitap için yapılan yorumların hepsi pozitif.Bence de.Gereksiz yere muhalefete gerek yok.Gerçek ortada.Yalnız kittabın başlarında o kadar çok isim geçiyor ki, akılda tutmak mümkün değil.Ama merak etmeyin kitabın ilerleyen kısımlarında onlar neredeyse yarıya iniyor.Okurken tek bir sayfasında bile sıkılmayacağınız bir kitap.İyi okumalar.

İhsan Oktay Anar'ın 2005'te kaleme aldığı AMAT, Anar bu kitabını yazmadan önce denizcilikle uğraşmış fikrine itiyor insanı. Kim bilir belki de bilgi hazinesindeki denizciliğe ait dağarcığını açmıştır okuyucularına Anar. Lakin şunu söylemek gerekir ki bu güzide roman, muhtevasındaki ihtişama ters düşerek bitiyor.

Kılık-Kıyafetin iktidarlar ve hükmedenler cephesinde bir incelemesini yapan Cihan Aktaş, inceleme sürecini Batıcılığın Türkiye'de miladı sayılan Tanzimat'tan başlatıyor. Özellikle Batılı mütefekkirlerin cümlelerine de geniş yer ayrılan kitapta, yazar kılık-kıyafeti işlerken daha çok başörtü mücadeleleri, yasakları ve safhalarını anlatmış.Konuya ilgi duyanlara tavsiye edilir.

Yazar kitaptaki olayın kurgusuna bayağı kafa yormuş olacak ki okurken başka alemlere dalıp tekrar geri geliyorsunuz.Hele bir de hikaye içinde hikaye düşüncesi mükemmel.Sürükleyici ve aynı zamanda elinizden bırakamayacağınız bir kitap.Tüm kitap severlere tavsiye ederim