E-Dergi

Osmanlıca lügat olarak baktığımızda Ferit Devellioğlu'ndan ,Kanar'ın lugatinden çok öte eşsiz bir lügat. Tabi (belki) tek eksi özelliği ingilizce olması. Tabi az buçuk ingilizce bilenler için bu eksiden söz etmek mümkün değil. Onlar için bir artı olduğu bile söylenebilir. Çok geniş bir kelime hazinesine sahip olan lugati her edebiyat öğrencisine ve meraklısına şiddetle tavsiye ederim..

Üniversitede 1.sınıfında eleştirel okuma dersinde okuduğumuz bir kitaptı. İlk kez Alberto Manguel okumuştum. Dili belki zaman zaman ağır gelebilir. Ancak içerik açısından bakıldığında , 'duvarlar arasında okumak, kitap hırsızlığı, okur olarak yazar, okuma yasağı, geleceği okumak'' gibi ilginç gelebilecek bölümleri mevcut. Kitapta Manguel'in anlattığı gibi söyleyecek olursam şuan ben size (platona göre) yansımanın yansımasının yansımasını aktarmaktayım. İyisi mi siz kitabı alın,okuyun. Böylelikle hem doğrudan yansımanın yansımanın yansımasından faydalanmış olursunuz hem de kitabın ve 'okuma' nın tarihsel seyrinde ilginç nüanslara da vakıf olmuş olursunuz...

Kitabın arka kapağında (yani yukarıdaki yazıda) kitabını gayet iyi özetleyen Kayahan Hoca'nın söylediklerine bir kaç ek yapacak olursak, 1699 da Karlofça ile artık yavaş yavaş batıya yaklaşmaya başlayan Osmanlı'nın kendi içinde yaşadığı kültürel,sosyal değişimlere de değinilmekte ve çarpıcı örneklemelere gidilmektedir. Batıya ilk elçilerin yollanmasından ilk öğrencilerin yollanmasına ve bunların arka planındaki yaşanmışlıkları da Kayahan Hoca akıcı diliyle bize vermiştir. Bu kitap basit bir edebiyat tarihi kitabı olmanın çok ötesinde bir kitaptır. Özellikle tarih kitapları okumaktan zevk alanlara tavsiye olunur...

Paulo Coelho'nun okuduğum ilk eseri.Kitap kurgulanışından,metaforların kullanılışı ve aktarmak istediği mesajların verilmesi açılarından bakıldığında çok iyi.Eserin dünyada bu kadar ilgi uyandırması,beğeniyle karşılanmasına şaşırmamalı.İspanya'dan kalkıp Mısır'a gitmeyi kafasına koyan çoban Santiago'nun hayalini kurduğu gerçek hazineden çok daha fazlasını elde ettiği bir öykü bu.Bu akıcı eseri okumamış olanlara kesinlikle tavsiye ederim...

Kitaba ''hayata edebiyatla bakmak'' başlığı altında baktığınızda bu başlığın altını tam anlamıyla dolduran tek denemesi ''aramızdan çekilen dost:mektup'' dur.Bir tek bu bölümde doğrudan hayat-edebiyat arasında bir ilişki kurmuş ki zaten benim de en beğendiğim bu denemesi oldu; ilginç gelen tespitleri var. Tavsiye edilir..