E-Dergi

Orhan Kemal'in üslubu gibi bir üslubu hiçbir romancıda görmedim. Yunus Emre roman yazsa ancak bu kadar arı, yalın ve doğrudan anlatırdı. Mevsimlik işçilerin üç kuruş kazanmak için nasıl nefes almadan çalıştıklarını; patronlar, ırgatbaşılar tarafından nasıl ezildiğini okurken yüreğim yandı. Mutlaka okunması gereken müthiş bir kitap.

Akbal'ın 1958 TDK Roman Ödülünü kazanmış romanı. Beklentimi tam olarak karşıladığını söyleyemem. Öncelikle canlı bir anlatımdan uzak. Kendini bir türlü geliştiremeyen özellikle ortalardan itibaren fazla tekrara düşen Akbal'ın bu romanının sonunu tahmin etmek hiç de zor değil.

Tahsin Yücel'in devrime ve devrimciliğe karşı farklı şeyler düşündüren ve hissettiren romanı. Kitapta daha önce pek duymadığımız öz Türkçe kelimelerin(çevren,ağlatı,izlence,dizelge,yıldırı...) sıkça kullanılması da ilgimi çekti ve hoşuma gitti doğrusu.

Sembollerin, alegorik anlatımın süslediği düşünsel boyutu yoğun olan bir eser.

Ülkemizin değişmeyen klasik sorunlarından biri: Kitapları toplatılan, düşünceleri için hücrelere kapatılan yazarlarımız, aydınlarımız... II. Dünya Savaşı'nın son yıllarında geçen romanda, aranan Şair Mustafa Ural'ın içinde bulunduğu ruh halini çok iyi anlatmış yazar.