E-Dergi

Hanefi Avcı kitabını devlet ve cemaat olmak üzere iki kısma ayırmış, devlet kısmında: yazar kendisinden yani kendi kişiliğinden bahsetmiş ayrıca devlet içerisindeki olan düzensizlikleri görev yaptığı illerdeki, birimlerdeki çarpıklıkları anlatmıştır. Şöyle ki: Edirne Emniyet Müdürü olduğu sırada Kapıkule Sınır kapısında gümrük kaçakçılığı ile nasıl mücade ettiğini, sınır kapısında gümrük kaçıkçılığının önlenmesi ile ilgili ne gibi tedbirlerin alınması gerektiğinden bahsetmiş, ayrıca 1997 yılının Temmuz ayında güneyden Antalya'ya terör örgütünün geldiğini, eylem yapacağının bilgisinin alındığını, tüm hazırlıkların yapıldığını; fakat operasyon yapılacak yer jandarma bölgesinde olduğundan, jandarmanında operasyona tim göndermemesinden operasyon yapılamıyor ve PKK Antalya'da eylemini yapıyor, sonuç itibari ile olan vataşımıza oluyor. Bir başka örnek ise bir başka görev yaptığı ilde yabancı bir ülkeden alınan bir uçağın TSK'nın envanterinde nasıl çürütüldüğünden bahsediyor.

CEMAAT KISMINDA İSE:

Cemaat'in nasıl devletin içerisine sızdığını, nasıl devlet içerisinde devlet oluşturduğunu, ne gibi yaptırımlara sebebiyet verdiğini ve daha bir çok konuları anlatıyor.
Hatta güncel bir çok olayı cemaat elemanlarının yapabileceğinden bahsediyor.

Yazar kitapta, bilinen bir çok güncel olayı anlattığı gibi bilinmeyen konulara da değinmiştir.

Yazar gayet samimi şekilde kitabını yazmış, çok harika bir kitap, kitap anı mahiyetinde olup 12 eylül ile 28 şubat süreci arasını anlatıyor yani yazarın işe başladığı tarih ile işinin sona erdiği tarih arasındaki anılarını anlatıyor.

kitapta beni en çok etkiliyen kısım, yazarın çocuğunun yemek yemek istemesi ve bulunduğu yerde yemek yemeye bir yer araması akabimde ailesi ile beraber yemek yerken görevlilerin birisinin gelerek eşinin başı kapalı olduğundan dolayı yazarı ve ailesini oracıktan kovmaları beni çok etkilemişti.

Sonuç itibari ile kitap okunacak kitap, hiç bir şekilde bu kitabı okuyanın keşke okumasaydım gibi bir hayıflanma içerisinde olacağını sanmıyorum.

Kitabı sonuna kadar okudum ve şu kanaate vardım:
Yazar her ne kadar kitabını “Başarı Yolunda Gemileri Yokmak” olarak isimlendirmiş ise de: kitabın içeriği diğer kişisel gelişim kitaplarına göre biraz farklı olmuş şöyle ki: Bu kitabı okumadan önce bir çok kişisel gelişim kitabı okudum fakat hiçbir kitapta bu kadar dini bilgiler ağırlıklı değildi, yani yazar kitabında dini bilgileri ağırlıklı olarak vermiş tabiki dini bilgiler öğrenmek gerek,tabiki insanın dini vecibelerini yapması kadar hoş bir durum olamaz fakat bu kişisel gelişim kitabı ve kişisel gelişim kitabınında ismi ile uygun olması gerekmektedir diye düşünüyorum. Ayrıca içeriği itibari ile diğer kişisel gelişim kitapları ile aynı mahiyete sahip bir kitap olmuş. Farklı olan konu sadece dini bilgilerin ağırlıklı olması,bazı bölümleri de çok sıkıcı oluş o kadar sıkıcı ki kitabı bırakıp bir ara verdiğim günlerde oldu.


Diğer bir husus ise: Yazar öğretmen olduğundan olsa gerek genel itibari ile öğrencilerine hitap eder türden konulara değenmiş, “ TV izlemeye fazla zaman ayırırsan ÖSS'yi kazanamazsın, TV'yi ne kadar az izlersen ve ne kadar çok ders çalışırsan ÖSS'yi veya diğer hazırlandığın sınavlarını kazanabilirsin” gibi anlamlara gelen ve tamamıyla öğrencilere hitap eder türde konulara değinmiştir.

Sonuç itibari ile kitabı tavsiye etmem, bu kitabın yerine daha bir çok güzel ve tamamıyla insana yararlı olacağına inandığım kitapları tavsiye ederim.

Kitab dün elime geldi bu sabah okumaya başladım ve biraz önce okumayı bitirdim. Kendi kendime acaba yazar kitabına neden böyle bir isim koymuş diye sordum fakat daha sonra kitaba böyle ilginç bir isim koymasını açıklamıştır diye tahmin ettim ve aynende tahmin ettiğim gibi yazar kitaba niye böyle bir isim koyduğunu açıklamış. Kitabın akıcı insanı dili sürekli okumaya sevk ediyor bu sabah başladım biraz önce bitirdim kitap çok harika bir kitap insanın kendine güvenmesinin gerektiğini v.s gibi konularda detaylı bir şekilde anlatım olmuş.

Hatta yazarın bir yazısı şöyle, bir komutan geliyor ve diyor ki benim soy adım KIRÇ soy ismimi söylerken "R" harfini unutanı yakarım :) ben bu çümleyi okuduğumda epey gülmüştüm ve daha bir çok insana yarar sağlayan konular var.

Kısacası arkadaşlar kitabı şiddetle tavsiye ederim.

kitabın harika bir akıcı dili var öyle ki: 2 saat 40 dakikada bitirdim.

olumsuz düşüncelerin nasıl olumlu düşünceye çevirileceği, dünyada bir insan bir işi başarabilmişse onu herkesin başarabileceğin, insanın başaramamak kelimesini hayatından çıkartması gerektiğini ve daha bir çok güzel konulara temas eden bir kitap, çok hoş ve okunması gerekir.