E-Dergi

"Ben bir insandım."
Kitap boyu ve kitabı bitirdikten sonra yankılandı durdu zihnimde bu üç kelime. Üç kelimeden fazlasıydı çünkü. Unuttuklarımızdı. Hepimizin kardeş olduğunu, hepimizin birer kalbi olduğunu, insanın insandan üstün olmadığını, bir din ya da ten rengi için insanlara zulüm yapılmaması gerektiğini, savaştan dolayı yurdunu terk etmek zorunda kalan insanların neler yaşamış olabileceğini aklımızdan çıkarıyoruz sıklıkla.
Ve tabi ki ön yargıların genellikle ne insafsız yargılar olduğunu düşündüm kitap bitince. Kalbime bir acı oturdu yine. Bu kitap da keşke bu kadar ertelemeseydim dediklerimden oldu. Keyifle okuyun demeyeceğim bu defa. Çünkü akıcı ve şahane bir kitap okuyacak olmanıza rağmen içinizde bir yerler huzursuz olacak.

Fırat, ablası, abisi, anne ve babasıyla birlikte yoksul bir mahallede yaşıyor. Evlerinin tam karşısında ise çok zengin insanların yaşadığı bir site yükselmekte. Zengin olmayı ve olmamayı sınıfsal (!) bir fark kabul edersek eğer, kitap tam da bu farka değinmiş oluyor. Kağıt ve atık toplayıcılığı ile geçinen insanların yaşadığı mahallenin çocukları ile çatılarında mikrop getirmesin diye kuş savar sistemlerin kurulduğu bir sitenin çocuklarının kesişmeyen dünyaları. Kitabı okuyunca, hangisi daha mutlu, hangisi daha sağlıklı diye düşünüyor insan. Ve aslında neden birlikte yaşayamıyorlar diyor. Farkındalık kazandıracak güzel bir hikaye okumak isterseniz Çöp Plaza'yı öneririm. Tabi içinde geçen birkaç cümlenin bir çocuk kitabında olması beni rahatsız etti dip notunu da düşmeliyim. Keyifli okumalar.

Okuduğum ebeveynlik kitapları içinde kendine üst sıralardan yer buldu Bütün Beyinli Çocuk. Sol beyin, sağ beyin, alt beyin ve üst beynin işleyişi ve vazifelerini anlatarak neyi neden yaptığımızı öğretti önce. Sonra bunun karşısında vermemiz gereken tepkileri örnek karikatürlerle pekiştirdi.
Her bölümün sonundaki bölüm özetleri ve kitabın sonundaki buzdolabı adını verdikleri kitabın özeti sayesinde okuduklarımı tekrar hatırlamış oldum.
Kitabın giriş bölümünde yazarlar ebeveynlere, "yıkılmayın, ayakta kalın ve başarılı olun" diyor. O "en kriz" anlarını kastederek, işte o anlarda sabrı korur ve ne yapmamız gerektiğini hatırlayarak yıkılmadan ayakta kalabilirsek başarıya ulaşacağımızı anlatıyorlar.
Son olarak kitabın dilinin de gayet anlaşılır olduğu ek bilgisiyle hem tavsiye ediyor hem de keyifli okumalar diliyorum.

Tarihi karakterlerin kullanıldığı ancak yazarın "anlattığım hikaye baştan sona sadece bir düş" dediği bir kitap: Ustam ve Ben.
Kanuni Sultan Süleyman, oğlu Selim ve oğlu Murat'ın da olduğu üç döneme şahitlik ediyoruz. Kitabın kahramanı Cihan.
Cihan bir filbaz ve aynı zamanda dönemin sermimarı Mimar Sinan'ın da çırağı.
Hikaye Cihan'ın Istanbul'a gelişinden ölümüne dek sürüyor. Cihan'ın Mihrimah'a olan aşkı ve ustası Mimar Sinan ile yaptığı eserler ekseninde ilerliyor.
Kitapla ilgili düşünceme gelince; ben tarih içeren kitapları okumayı seviyorum. Ayrıca oldukça akıcı ve kolay okunabiliyordu. Birkaç yerde o dönemlerde yaşanan veba salgınlarına detaylıca değinmişti ve bugünlerde oldukça dikkate değerdi. Fakat yazarın da dediği gibi işin içine düş girince bazı olayların kronolojisi değişmişti ve bundan hoşlanmadım. Hepimizin bildiği gibi Mimar Sinan değil de çırağı aşıktı Mihrimah'a. Bunun da doğruluğunu merak ettim. Keyifli okumalar herkese.

Beyazıt Akman'ın sıkı takipçisi olup, ona çok saygı duyan bir kitlesi var. Yazarla ilgili herhangi bir araştırmam olmamasına rağmen kitap fuarında imza alma sırasında gözlemledim bu durumu. Kitaplarının çoğu için güzel yorumlar vardı. Ancak ben en sevilenden başlamak istedim. Fatih Sultan Mehmet'in çocukluğundan başlayarak İstanbul'un fethine kadar olan süreci anlatmış. Günlerce, haftalarca süren fethi okuyucusuna sadece anlatmamış da yaşatmış sanki. Tabi Fatih Sultan Mehmet ile birlikte sonradan aldığı isimle Iskender'in hikayesi de var kitapta. Bizans'ta başlayıp, yeniçeri olması ile devam eden serüvene ve onun bitmeyen aşkına da tanıklık ediyor okuyucu. Biraz uzun olması göz korkutmasın. Oldukça akıcı ve tarih severler için de etkileyici. Herkese keyifli okumalar olsun.