Toplam yorum: 3.086.295
Bu ayki yorum: 5.982

E-Dergi

elmakurdununhayalkırıklığı Tarafından Yapılan Yorumlar

Benim Adım Kırmızı aslında Orhan Pamuk'un yazarlığını kanıtladığı da ilk kitap.Ayrıntı ve tarih sevenler için oldukça iyi bir eser.Ben dilini,üslubunu,dönemi anlatışını ve döneme hakimiyetini,bilgisini çok beğendim; beğenerek de okudum.Tavsiye ederim. :)
Bitirdiğimde eğer okulda olmasaydım hıçkıra hıçkıra ağlamak istediğim bir kitap. Kaldı ki öyle kitaplara,filmlere ağladığım da pek görülmemiştir.Sade bir anlatımı var.Edebi olarak çok fazla bir şey beklemeyin çünkü baştan sona duygu yüklü,insanı cebren ve bazen isteyerek empati kurmaya, Will ile Will gibi düşünmeye iten bir kitap. Renkli bir dünyanın da acıları olabilir elbette bunu o dünyaya girmeden bilemeyiz.Bu kitabı alarak bu dünyaya bir adım atmalısınız bence.Hiç düşünmeyin bile. Keyifli okumalar.
Hakan Günday ile bu kitabı ile tanıştım ; ama ne kadar geç kalmışım; çok üzüldüm,çok hayıflandım. "Az"lık bu kadar mı "çok" anlatılabilir? Psikolojik tahliller,olayların içe işleyen acımasızlığı size gerçek dünyayı hatırlatıyor. Hayat, gerçekten de acımasız ve kurtlar sofrası diyebiliyorsunuz.Tozpembelik mi? O sadece masallarda olur. İsim ve kader benzerliği olan iki Derda'nın yazarın tabiriyle "birbirlerine hazırlanmaları" uzun yıllarını alıyor. Buna değiyor mu? Bence kitabı okuyunca karar verin.
Yazarın diğer iki kitabını da okudum :"Mart Menekşeleri" ve "Böğürtlen Kışı" . Dilinin sadeliği ve akıcılığı beni oldukça etkilemiş bir yazar. Yağmur Sonrası, kitabını da aynı hızda bir güne bitirdim. Kıyaslama yaparsam eğer diğer iki kitabı başlangıçtan sona kadar akıcılığını koruyordu; bu kitapta ise ilk bölümler biraz daha durağandı ama her kitabında olduğu gibi bunda da bir gizem vardı. Beğendim mi? Çok beğendim.Eğer siz de benim gibi bir Sarah Jio hayranıysanız,sade ama hüzünlü hikayeler seviyorsanız ve yüreğinizde bıraktığı o sevgi,aşk,yaşanmışlık tortusuna alıştıysanız okumalısınız. :)
"İnsan çoğaldıkça,insanlık azalıyor." sözü tam bu kitap için söylenmiş olmalı.İnsan insanlığını kaybedince geriye savunacak,ümit edecek bir şey kalmadığını görüyorsunuz.Gerçek bir yaşam öyküsünden ortaya çıkarılmış bu kitap bir kadının ufacık bir kızken bir toplama kampında uğradığı tecavüzler zincirinin insan ruhunda nasıl yaralara açabileceğini hatta bu yaraların kangrene dönüşebileceğini anlatıyor.
İnsan olduğunuzu hatırlatacak bir kitap ve okunmalı.