E-Dergi

“Bazı kitapların okunma zamanı olduğuna inanırım. Bir anlamda kişinin kendinden ziyade kitap kendisini okutma ihtiyacı hisseder.”
Hanne kitabını elime ilk aldığım anda bu kitaba hemen başlamayalım dediğimde okuduğum kitabımı yarıda bırakıp heyecanla Hanne’ye başladım. Kitap gel beni oku diye fısıldıyordu sanki.
Pandemi süreci insanın kendine dönmesi, kendi iç sesini dinlemesi; varlığını, nefsini, Allah’ı düşünmesine sevk etti. Bu kitap bu yüzden tam vaktinde geldi. Hanne’yi okuduk biz lakin her satırlarında kendimizi gördük, her duygusunda kendimiz yaşadık, her cümlesi içimize işledi: Hanne olduk bir bakıma.
Kişisel gelişim, tasavvuf, varoluşsal felsefe gibi bir çok konuda bizlere engin bilgiler sunan ve okudukça elimden bırakamadığım bir kitap oldu.

Peygamberler hayatını okumak isteyen okurlar bu kitap serileriyle başlayabilirler. Çok akıcı ve anlaşılır bir dille yazılmış, okudukça elinden bırakılamayan, ruha dokunan bir kitap. Bu yazarın her kitabı öyle ruha ve kalbe dokunuyor. Mutlaka okuyun!

Kitapta hayatın amacını bulmak isteyen, bir arayış içersinde olan naif bir karakterle karşılaşıyoruz. Küçük büyük demeden satırlarını her okuduğumda yüzümde tebessüm bıraktıran bir kitap oldu.

Küçüklere özgü bir kitap gibi görünse de aslında biz gençler ve yetişkinler için yüzde tebessüm bıraktıran bir kitap. Vaktinizi boşa harcatmayacak anlamlı bir kitap.

Mustafa Kutlu yine şaşırtmıyor bizleri. Mutlaka okunulması gereken bir eser