E-Dergi

okurken insanı bağlayan ,defalarca okunsa bile aynı heycanı canlı tutabilen anlatımı , kurgusu ve hikayenin basitliği ile sevilen roman.

ikinci kez okumak için elime aldığım kitap.
sayfaların birinde altı çizili şu satırlar :

"clara'yı öperken, hatta elini tutarken bir kez olsun bunu daha önce de yaşadığımı, aynı yoldan çoktan geçtiğimi hissetmemişimdir; onu seveli çok olduğunu...

aşk ilk günkü gibi kalabilir, heyecan da öyle.
aylar da geçse yıllar da geçse...

hayat insana bıkkınlık verecek kadar uzun değildir."

yazarın kendini arayışının ve bu yolda başından geçenleri fevkalade anlattığı kitaptır.
''içimde dışarı çıkmak isteyen bir şey vardı,
ben onu yaşamaya çalışıyordum yalnızca.
neden böylesine güçtü bu?'' diye başlar ve çok şey anlatır aslında...

insanın aklına durduk yere, olmadık sorular getirir. hikayenin geçtiği dönemde ucubelere yapılan uygulamalarla karşılaştırıldığında, oldukça hafif kalmış sahneler çizilir romanda ama sonlara doğru ortaya çıkan nefretin tasviri ve sonuçları canınızı sıkmaya yeter de artar.
romanda tek takıldığım nokta; emsalsiz bir aşk hikayesi yazmak isteyenlerin illaki güzel ve çirkin karakterler üzerine yoğunlaşmasıdır

"bu kitap ne bir şikayettir, ne de bir itiraf... sadece savaşın sillesini yemiş, aralarında mermilerden kurtulanlar olsa bile, yıkıntılarından kurtulamamış bir kuşağı anlatan bir denemedir."

e. m. remarque