E-Dergi

Mustafa müftütüoğlu'nun bu serisinide,yine hafif bir siret-i nebevi ile başlayıp,osmanlı tarihi ve yakın tarihle noktalanıyor,ben ilk önce "yalan söyleyen tarih utansın"adlı seriyi bitirmiştim,daha sonra bu seriye başladım,fakat gördümki,bu seri "yalan söyleyen tarih utansın"serisinin bir özeti,tabiri caizse suyunun suyu olmuş,kelimesi kelimesine alıntı yapılarak neşredilmiş,dolayısıyle "yalan söyleyen tarih utansın"serisini okuyanların bu seriyi almalarına gerek yoktur,diye düşünüyorum.

Mustafa asım hocanın bu eserini tamamen okudum,1,hamur kağıdı,baskısı ve cildi gayet hoş olan eser aslında bir islam tarihi değil bir siret ansiklopedisi mesabesinde,sadece rasulullahın (s.a.v) siretini konu aldığı için bunu söylemek durumundayım.kitabta alıntıların kaynak olarak tesbiti harika olmuş,nerdeyse her satırın kaynağı gösterilir durumda,bu iyi fakat kitabta dipnot hemen hemen hiç yok,bunun yanında kitabta olması gereken en mühim hususlardan bir taneside haberlerin yani rivayetlerin sıhhat durumunu belirtmesi olacaktı,fakat bu yapılmamış,bununda mahzurları var,bilindiği gibi hadis ve siyer kaynaklarında geçen rivayetlerin hepsi sahih değildir.bunlar kendi arasında kategorize edilmişlerdir,bunu ilk dönemden başlayrak muhaddisler sistemleştirip,formüle etmişlerdir.eğer siyer kitapların da bu hususa dikkat edilmesse,bir çok batıl,hurafeyi din olarak benimseriz,bununda sonucunu takdir edersiniz,dolayısıyle kitabı bu nokta i nazardan ele aldığımız zaman pek muteber olduğu söylenemez

Üstad mahmud şakir,bu eserinde hz. adem'den günümüze kadar gelen islam tarihini özet olarak almış,islam tarihini iki ana kaynak üzerine bina ettiği görülüyor.bunlar,ibni kesir ve ibni esir,bu iki kaynak'da oldukça sağlam ve bütün islam beldelerinde okunan ve okutulan iki alimdir.kitabın baskısı olsun cildi olsun fevkelade hoş büyük puntolarla yazıldığı için gayet okunaklı,özet yani muhtasar olarak islam tarihi konusunda bilgi edinmek isteyenler için tavsiye edebilirim,kitab başta söylediğim gibi hz. adem'den günümüze kadar olan islam tarihini inceliyor,fakat kitabta yani herhangi bir tarih kitabında bulunması gereken yorumlardan azade yalın bir alıntı olarak göze çarpmakta,konuları gayet özet olarak almış,rasululah'ın (s.a.v) sireti,emevi dönemi ve abbasi dönemiyle devam edip osmanlıya çok az yer bırakıldığıda bir gerçek

Üstad muhammed esed'in bu kitabı muhakkak okunmalı diye düşünüyorum,hani halk arasında bir tabir vardırya,hayatımı yazsam roman olur diye... işte üstad hayatından bir kesit sunduğu bu muhteşem eserinde,ancak romanlarda tadabileceğimiz,başından geçen olayları hikaye ediyor.Kitab 1950 lerde yazılmış fakat anlattığı dönem 1920 ler,o dönem hakkında bize,arabistan,iran,afganistan ve kısmen türkiyeden bahsediyor.üstadın şehadetiyle o zamanki bu saydığım bölgeler hakkında bize tarihi,soysal,kültürel ve ekonomik bilgilerde veriyor.Ayrıca şunuda belirteyim,bütün bunların yanında kitab eşine az rastlanır edebi bir şaheser mahiyetinde.

Doğrusu ben yorum yapan arkadaşlarara pek katılmıyorum,neden diyecek olursanız,tarih tarafsız yazılmalıdır,ben 12 ciltide okudum fakat eserin tam anlamıyla tarafsız olduğunu söyleyemem,tarih yazanlara dikkat ederseniz iki kısım göze çarpar,özellikle osmanlı tarihi yazanlar,cumhuriyetçi ve padişahçılar,bu iki kısım genelde objektif olan bazı vesikaları delil olarak kullanmayıp karşı tarafa çamur atarlar,işte "yalan söyleyen tarih utansın" adlı eserde keskin bir padişahlık tarahtarlığı görülür,bu tabii olarak tarih ilmini olumsuz yönde etkilemektedir,kitabı okuyanlar dikkat etsinlerki hiç bir padişaha en ufak toz kondurmamaktadır,dolayısle kitab bazı tarihi bilgileri tekrar bakımından okununabilir,ayrıca yakın tarihle ilgili çok güzel tespitlerin ve vesikalarında varlığını inkar edemeyiz bu bakımdanda iyi olduğunu söyleyebiliriz