Toplam yorum: 3.086.584
Bu ayki yorum: 6.271

E-Dergi

Muhafazakar Demokrat Tarafından Yapılan Yorumlar

İki kişiye içi yarıya kadar dolu bir bardağı göstermişler ve ne görüyorsunuz demişler.Birisi bardağın yarısı boş derken diğeri bardağın yarısı dolu diyerek cevap vermiş. Yazarımız ise burda bardağın boş kısmını görmekte. Acaba bardağın dolu kısmını ne zaman görecek ve kaleme alacak merakla bekliyorum.Yiğidi vursakta , hakkınıda vermeliyiz ama..Saygılarımla.Bol okumalar...
Kitabı okudum ve dünya gerçekleri ile anlatılan sol arasında çok paradoksal yaklaşımlar gördüm. Öncelikle benim anlamadığım şey: Dünya solu gariban işçi kesimi ve bunların haklarını savunmakta iken zenginler tarafından sola iyi bakılmamakta. Buna karşın bizim ülkemizde ise solculuk zengin elit kesim tarafından özellikle sosyete tarafından bir nevi prestij aleti olarak kabul görmekte olup laiklik adı altında dini konulara karşı tepki gösterimini savunulmaktadır. Kısacası ''bu ne diyet bu ne lahana turşusu''.Saygılarımla. Bol okumalar.
Öncelikle bir onursal başsavcının gerçek görevini bir kenara atıp her defasında siyasetle anılmasını hiç tasvip etmiyorum ve onun elinden siyasetin kaleme dökülmesinide. Bu konuda yazarımızı eleştiriyorum.CHP konusunudabence şöyle daha rasyonel analiz edebiliriz. CHP, Atatürk'ten sonra hiçbir zaman halkın partisi olmayı başaramadı. 1950 ye kadar açık oy gizli tasnif yani demokratik olmayan bir seçim sistemi ile başa geçmiştir. Seçim sisteminin gizli oy açık tasnife geçmesiyle birlikte ağır bir yenilgiye uğramış ve iktidar olmaları hayal haline gelmiştir. Bu tarihten sonra seçimlerle iktidara gelemeyen CHP, darbelerle iktidara gelmiştir. Demokrasiye uygun objektif hiçbir seçimde kazanamamıştır. Bunun nedeni ise askeriye odaklı olmasıdır. Öncelikle askeriyeyi terkedip halka odaklanmalı. Yazarımıza katıldığım tek konu var o da gerçekten Atatürk'ün kemiklerinin sızladığıdır.Saygılarımla. Bol okumalar.
Kitap tamamen rastlantı ve tesadüflerin üzerine kürtçülüğü oturtmaya çalışmış. Kitabı objektif bulmuyorum.Abartıya aşırı yer verilmiş. Her kesime hitap etmemekte. Kitabın amacı tamamen farklı...Saygılarımla..
Öncelikle yazarımız İhsan Süreyya Sırma'ya Türkiye'deki laiklik kavramını çok iyi analiz edip yorumladığı için sonsuz minnettarlığımı sunarım. Laiklik ve Türkiye'yi anlamak isteyenler için nadide bir eser. Ülkemizde laiklik islam paronağı kişiler tarafından siyasi bir alet haline gelmiştir. Halkın % 90 ı müslüman olan ülkemizde geriye kalan %10 luk islam paronayağı kitle tarafından dinini yaşayanlara siyasi kısıtlamalar getirilerek zulmedilmektedir.Ki bu zulm hiçbir laik ülkede yaşanmamaktadır Laiklik mademki din ve devlet işlerinin birbirinden ayrılması ise yazarımızın dediği gibi neden Diyanet işlerinin kontrolü devletin elindedir. Devletin elindeki Diyanetin görevini tam anlamıyla yaptığıda söylenemez ya. Aslında laiklik tartışmasının altındada anayasa yatmaktadır. Anayasamızda laikliğin tanımı yapılmamıştır. Halkın ihtiyaçları gözönünde bulundurularak anayasamızda laiklik kavramına bir tanım getirilmelidir. Ayrıca başörtüsünün Kuran'da geçmediğini iddia edenler NUR suresinin 31. ayetini iyice okuyarak anlamaya çılışırlarsa başörtüsünün Allahın emri olup olmadığını anlayacaklardır. Ayrıca hadislerde önemli birer kaynaktır.Saygılarımla...