Toplam yorum: 3.083.119
Bu ayki yorum: 2.800

E-Dergi

hakan arslangiray

Ülkemizin en önemli sorunlarından birinin az okumak ve buna bağlı olarak okuduğunu anlamamak olduğunu düşünüyorum. Bu nedenle başta kendi ailem ve yakın çevrem olmak üzere, ulaşabildiğim tüm insanların kitap okuması için elimden geldiğince çabalıyorum. Okuduğum kitapları yorumlayıp paylaşarak kitapseverlerin bu kitaplar hakkında bilgi edinmesini amaçlıyorum.

hakan arslangiray Tarafından Yapılan Yorumlar

30.08.2018

iş makinelerine ilgi duyan çocuklar için eğlenceli bir kitap.
30.08.2018

İş bankası yayınlarının diğer çocuk kitaplarına kıyasla çok kötü bir kitap. Çocukların yemek yemesine faydası olabilir diye düşündüren bir adı var kitabın ama konusu oldukça anlamsız. Bunun yerine aynı yayınevinin çocuklar için çok daha eğitici ve eğlendirici kitapları var, onları tavsiye ederim.
29.08.2018

Sunay Akın'dan oyuncak ana başlığı altında şaşırtıcı ve gerçek hikayeler. Yazar kitapta kırılan oyuncakları ve kırılan kalpleri o bildiğimiz akıcı anlatımıyla aktarıyor okuyucuya. 69. Sayfadan başlayan Hasan Tahsin ile ilgili bölüm çok düşündürücü. 31. Sayfadan başlayan ve Atatürk ile ilgili olan bölüm de çok güzeldi. Tabi ki bir çok Sunay Akın kitabında olduğu gibi bu kitabı okurken de eserleriyle tanışma hevesine düştüğüm bir kaç yazar ve şair adını da not ettim bir köşeye.
29.08.2018

Yazar Sumerler ile ilgili kendi yaptığı araştırmaları ve diğer araştırmacıların çalışmalarından elde ettiği bilgileri birleştirerek Sumer - Türk bağını ispatlamaya çalışıyor kitabında. Ortak adlar, destanlar, masallar ve benzeri konuları karşılaştırıyor. Kitabın ana kısmı yaklaşık 100 sayfa. 2.kısımda ise diller arasındaki bağlantı kelime karşılaştırma yöntemiyle anlatılıyor.

Yazarın kitabın ilk kısmında ortaya koyduğu bağlantılar üzerinde çok tartışılabilecek ucu açık konular bana göre. İkinci kısımdaki kelimelerin anlam ve yazım benzerlikleri ise oldukça şaşırtıcı. Üzerinde çok daha derin çalışılması gereken bir konu olduğunu göstermiş yazar kitabında.
11.08.2018

1932'de yayınlanan kitap insanların laboratuvarlarda kontrollü olarak ihtiyaca uygun özellik ve miktarlarda üretildiği bir geleceği anlatıyor. İnsanlar daha embiriyo halinden başlayıp her aşamada ilaçlar ve koşullu şartlandırma gibi yöntemlerle her zaman sorgulamadan hayatta mutlu olacak şekilde yetiştiriliyor. Sisteme uymayan eski tip insanlar ise özel bölgelerde tüm dünyadan yalıtılmış şekilde yaşıyor. Kitapta önce ütopik düzen anlatılırken yalıtılmış bölgeden sisteme bir insanın girmesiyle iki sistem arasındaki çatışmalar ortaya çıkıyor. Ütopya - distopya sevenlerin ilgiyle okuyabileceği bir kitap.
George orwell'in 1984'ü ve ray bradbury'nin fahrenheit 451'ine kıyasla onlardaki tutucu otoriter sistem yerine bu kitapta kurgu insanların kendilerini özgür ve mutlu hissetmelerini sağlamak üzerine kurulmuş.