Toplam yorum: 3.082.179
Bu ayki yorum: 1.859

E-Dergi

Aram Söylemez Tarafından Yapılan Yorumlar

06.02.2012


Bu kitapta şairin kırk yaşına kadar yazıp yayınladığı
Geceleyin bir koşu (1966)
Evet, İsyan (1969)
Cinayetler Kitabı (1975)
Cellâdıma Gülümserken (1984)
adlı kitaplarında ve bazı dergilerde yer alan şiirlerinin tümü bulunmaktadır ve harika bir şiir kitabı oluşmuş kesinlikle okuyunuz...
06.02.2012

Münacat şiirini okuduktan sonra bu kitabı almamak gibi bir şansınız olmayacak...

Vakti vardıysa aşkın onu beklemeliydi
Genç olmak yetmiyordu fayrap sevişmek için
Halbuki aşk, başka ne olsundu hayatın mazereti...
06.02.2012


Emerson'un hapishanede arkadaşını görür görmez kendisine hayretle yönelttiği soru şuydu: "Henry, Sen Neden Buradasın?" Galiba kitabın adını açıklıyor bu soru okuyunuz yol gösterici bir kitap.
06.02.2012


Bir Buluşma, Milan Kundera’nın, Saptırılmış Vasiyetler, Roman Sanatı ve Perde gibi akıllarda yer eden denemelerinden sonra okurlarına yeni sürprizi. Yazar, müzikten sinemaya, resimden edebiyata sanatın çeşitli dallarında eser vermiş, Danilo Kiš, Oscar Milosz, Goytisolo, Chamoiseau, Fuentes, Xenakis, Rabelais, Céline, Fellini, García Márquez, Malaparte, Philippe Roth, Anatole France, Bacon gibi çağlarına damgasını vurmuş entelektüellerin izinden giderek, sanatın dünyayla, hayatla, gülmekle, ölümle, unutuşla, bellekle olan ilişkisini sorguluyor. XXI. yüzyılın en iyi yazarlarından biri olarak kabul edilen Kundera, dokuz bölümden oluşan bu deneme kitabında, bir yandan sanat ve edebiyat alanlarındaki tercihlerini, deneyimlerini paylaşırken, diğer yandan da kültürel mirasın gücünü, geçmişle kopan bağları, biçimlerin ve çağların ötesinde sanatsal platformda birleşen ilişkilerin altını çizmiş. Gülmeyi, sürgünü, günlük yaşamın dayanılmaz sıradanlığını ve kaos içinde denge yaratma gücünü yan yana koyup uzlaştırarak, her zamanki gibi keyifli bir okuma eşliğinde okuyucunun zihninde yeni ufuklar açmayı başarmış
06.02.2012


1968. Prag'da Sovyet tankları. Prag Baharı'nın sonu gelmiştir. Yurdundan ayrılan pek çok göçmenden biri de Irena'dır. Kocasıyla birlikte Paris'e yerleşen Irena, onun ölümüyle yalnız kalır. Kendine yurt edindiği bu yerde duygularını, özlemlerini anlayacak, 'bilecek' kimse yoktur. Yıllar sonra, soğuk savaşın bitimiyle birlikte, eski yurdunu sık sık ziyaret etmeye başlar. Bu yolculuklarından birinde havaalanında yine eski bir göçmen olan Josef'le karşılaşır. Josef, onun bir türlü kopamadığı, ama yabancılaştığı geçmişinden bir sayfadır. Bütünüyle farklı nedenlerle çıktıkları Prag yolculuğu, Irena ile Josef'in yurtsuzluklarına, özlemlerine yeni halkalar ekleyecektir. Bilmemek, hatırlama üzerine, yalnızlık, yabancılaşma, yurtsuzluk, bellek ve unutuş üzerine bir roman. Yoğunluk, derinlik, duyarlık ve yorum açısından Milan Kundera'nın en önemli yapıtlarından olduğu kesin. İnsanlığın en güzel sorunlarından biri haline gelen 'göçmen olma' durumunu psikolojik ve siyasal kalıplar içinde tutkuyla inceleyen Milan Kundera, romanına kendi kişisel tarihini de ilk kez bu kadar açıkça katmış. 20'nci yüzyıla damgasını vuran yazarlardan olan Milan Kundera'nın bu son romanı, yaşadığı ve yazdığı ülke olan Fransa'dan önce Türkiye'de ve Türkçe yayınlanıyor