E-Dergi

Tamamen yaz tatilinizde ve plajda vakit geçirmek için hazırlanmış bir kitap. Hayal kırıklığının ötesine geçemedi benim için. İçinde ne kendimi rahatlatabilecek bir şey bulabildim, ne de altını çizebileceğim bir cümle. Bu kitapların reklamları öyle bir yapılıyor ki, içinde çok şey bulabileceğinizi zannediyorsunuz. Gereksiz bir popülarite, gereksiz bir ilgi.

Nihad Sami Banarlı özellikle 60'lı yaşlardaki insanlarla konuştuğumda "sevimli edebiyat hocamız" olarak sıfatlandırdığı önemli edebiyatçılardan biri. Türkçeye sahip çıkmasıyla ve genç nesillere Türkçeyi sevdirmesiyle tanınıyor. Bu kitabı, Milli Eğitim Bakanlığı tarafından okunması tavsiye edilen 100 kitap arasında gösteriliyor. Zevkle okudum. Her sayfasında Türkçe'nin güzelliklerini, geçmişten günümüze dilimizin nasıl bir tacize uğradığını, farkımızda olmadan dilimiz üzerinde oynanan siyasi oyunları iyice görmemi sağladı bu şahane eser. Dilini seven, dilini daha güzel kullanmak isteyen herkes bu kitabı okumalı. En önemlisi de diline sahip çıkmalı.

Kazım Karabekir, İstiklal Savaşı'mızın hakkı yenmiş komutanlarından biridir. Bunu nereden mi çıkarıyorum? Hakkında yazılan kitaplara, kendi günlüklerine ve İstiklal Savaşı anılarına baktığınızda bunu görürsünüz. Doğuda kendisine beslenen sevgi, batı da yerini soru işaretlerine bırakıyor. Bu da Karabekir Paşa hakkında önemli araştırmaların yapılmasını ve okurlara sunulmasını kolaylaştırıyor elbette. Çok sevdiğim tarihçi Mustafa Armağan da, tıpkı II.Abdülhamid konusunda olduğu gibi Kazım Karabekir konusunda da bu ülkede en büyük reflekslerden biri. Görevini başarıyla yerine getirirken özellikle bu kitabıyla takdiri hakediyor. Zira bu kitap tamamen bir cesaret örneği. Herkes yazamaz, herkes yayınlayamaz. Timaş'ı da takdir etmek gerekiyor. Son dönemde ülkemizde Timaş Yayınları ve Çamlıca Basın Yayın dışında doğru düzgün tarih çalışmaları yayınlayan kurumlar göremiyoruz. Bunun sebepleri bambaşka bir yazı konusu olabilir. Ülkemizde tarihe olan sevgi gittikçe artarken, bu elbette birilerinin de işine gelmiyor. Hala bunun sebebini aklım almıyor, alması da imkansız. Kitabı özellikle Karabekir Paşa hakkında pek birşey bilmeyenler şaşkınlıkla okuyacak, bilenler ise yeniden sinir sahibi olacak. Hakkı yenen tüm paşaların, tüm İstiklal Savaşı komutanlarının ruhu şad olsun!..

İlber Ortaylı bir tarihçi olduğu kadar da seyyah. Gezmeyi, insanlarla tanışmayı ve fikir alışverişi yapmayı çok seven bir bilgin. Çağımızın gerek ülke gerekse dünya çapında tanınmış en önemli değerlerinden biri. Bildiği lisanlarla, siyasetten uzak duruşuyla ve akıcı üslubuyla daima feyz almaya çabaladığım, tüm külliyatını okumak için gayret gösterdiğim Ortaylı, bu kitabında tanıdığı, tanıştığı dostlarını ve tarihin önemli şahsiyetlerini anlatıyor. Genelde Milliyet gazetesindeki köşesinde yazdığı yazılardan derlenmiş ancak kitap için özel yazılan şahıslar da mevcut. Keyifle okunuyor, arşiv niteliği taşıyor. Biyografik bir yaklaşım yok kitapta, daha çok kronolojik olarak kişinin hayatı özetleniyor ancak hocanın bildikleriyle de zenginleşiyor. İlber Ortaylı'nın şahıslar hakkındaki yorumlarının arasında, şimdiki zamanı da süzgecinden geçiriyor. Ezbere konuşanlara her daim bir tokat niteliğinde İlber Ortaylı hoca...

Bu kadar değerli bir kitap keşke daha ekonomik fiyata sahip olsaydı da biz tarihseverler gerekli ilgiyi gösterebilseydik.