E-Dergi

ilk okuduğum kitabı ve son olmadı elbette... bu kitabı insanı sarıp sarmalıyor. çok içten yalın ve bir o kadar özenli... özellikle kitabın ilk sayfalarındaki ikizleri(burç) anlatışı çok ama çok güzeldi...

Can dündar okumaktan zevk duyuyorum. bu kitabında da aynı durum söz konusu. anlattıklarında yaşamı, kendimi ve geçmişimi buluyorum, akıcı bir üslupla. Dündar'ı anımsatan, hatırlatan ayrıntıları buluyorsunuz...

kitabı okurken kitabın kıymetini bir kez daha anladım. kitapları yakarken insanların evin içinden çıkmak istemediklerini, müacele ettiklerini ve hatta bir bayanın kitapları ile birlikte can vermesi...
ve kitapları yakan bir itfaiyecinin sonraki düşünceleri ve yaptıkları... okumanızı tavsiye ederim. çok başarılı bir kitap olmuş.

Fakir Baykurt2un okuduğum ilk romanı ve gerçekten çok beğendim, elimden bıramadım. ölen kaplumbağanın acısını kır abbasla yaşayı, üzümün olmasını köylülerle bekledim ve sevivölerine ortak oldum ama... ama son anda tapu kadastro memurların gelmesi ve akabindeki gelişmelere hak veremedim, üzüldüm ve tahammülüm zorlandı. çok akıcı bir üslupla yazılmış harika bir roman...

Fakir Baykurt'un okuduğum ikinci romanı. köylüyü, köy sorunun ve bunun karşısında devletin tutumunu çok açık, net ve anlşılır, sürükleyici bir dille gündeme getirmiş. okurken caresizliğin ne demek olduğunu anlıyorsunuz ve üzülüyorsunuz... haksızlık karşısında bir şey yapamamak dokunuyor. gelişimin önüne set çekilmesine anlam veremiyorsunuz...