E-Dergi

Her şey çok olumlu gelişebilirdi. Köylülerden biri bir gün koskocaman bir inci bulur ve olaylar bu incinini bulunmasının ardından devam eder. İnciyi bulan ailenin amacı küçük oğullarının tedavisini sağlamaktır fakat her şey bambaşka gelişir. Aile, yaşayan çocukları ile köyden ayrılırken geri döndüğünde çocuğu sırtındadır fakat sırtındaki çocuk yaşamıyordur. İşte böylesine bir trajediye yol açmıştır inci, hüzünlü ve çarpıcı hikayesi ile.

Kitabın başlangıcı oldukça akıcı ve oldukça çekici. Fakat kitabın yarısına geldiğiniz zaman kitabın yeniden ne zaman akıcı hale geleceğini bekler konuma geliyorsunuz ama bu bir türlü gerçekleşmiyor ve kitap ilerledikçe gerçeklik sınırlarından daha da fazla kopuyor. Kitap bittiğinde "Ben bunu neden okudum ki?" diye bir soru yöneltiyorsunuz kendinize.

Hepimizin içinde gizlenen bir çocuk var! Bu çocuk aynı gerçek bir çocuk gibi yönlendirilmeyi bekliyor ve doğru yönlendirdiğimiz takdirde bizi mutluluğa ulaştıracak. İşte bu kitap, o çocuğun farkına varmamızı, tanımamızı sağlarken aynı zamanda onu nasıl yönlendireceğimiz hakkında da bizi bilgi sahibi yapıyor. Hem kendimizi hem de genel anlamda insan psikolojisini anlamak için okunası bir kitap.

Oldunkça ilgi çekici şiirleri var. Zaten sadece ismine baktığınız zaman bile şiirlerin sıradanlıktan uzak olduğunu anlıyorsunuz fakat sıradan olmayan bu şiirler kitap içersinde birbirine benzeyen kelime grupları ve anlatımı ile sıradanlaşmış. Yinede oldukça ilgi çekici ve marjinal şiirlerin bulunduğu bir kitap.

Küçük İskender'in şiirlerini çeşitli edebiyat dergilerinden de takip ediyordum. Gerçekten oldukça sıra dışı bir anlatımı ve dili var. Her ne kadar şiirlerini okuduğum zaman kimi yerleri pekte anlaşılır bulmasam da genel anlamda oldukça ilginç bir şiir tadı verdi. Kullandığı dil ile farklı bir tat ve farklı bir renk olarak adlandırıyorum.