E-Dergi

birbirinden ayrı bisürü hikaye ve hepsi birbirinden ayrı.ama kitaba ismini veren kristal denizaltıya ahmeyt altanın da dediği gibi hepimiz binmişizdir herhalde.ben özellikle bir hikaeyyi beğendim.bir erkeği ancak bir kattan diğer bir kata bir kadının taşıyabileceğinin yazılı olduğu o hikaye.her erkek doğduğunda annesi hangi katta ise o katta başlar hayatına ve ancak bir kadın onu alıp başka bir kata taşıyabilir.ve yeni bir kadınla tüm hayatı değişir erkeğin.çünkü bir kadın seçmezsiniz onun hayatını seçersiniz.nasıl aklına geliyor böyle şeyler insanın merak ediyor ve zevkle okuyorum ahmet altanı:)bir de tabi kelimeleri anlattığı bir hikaye var.gerçekten de çok doğru her kelime apayrı duygularla çıkar karşımıza ve çoğu birbirine bağlıdır.:)ve niceleri:)

ateş yakmaya çalışmak...ilk başta kimse ateş yakmnanın ne derecede önmeli olduğunu belki düşünemeyebilir ama ama ateş yakamazsanız öleceğinizi bile bile ne yapardınız.buz gibi soğuk bir havada,ateşi yakamadıkça,zamanın azaldıkça ölüme yaklaşıyorsun...işte jack london farklı bir açıdan yaşamı ateş yakmak olarak ele alıyor ve ateşi yakarken gerekli şartları yeriene getiremeyen bir adam köpeğinin yanında ölüyor.köpek de arkasını dönüp gidiyor:)

son kitabında serra önceki kitaplar gibi genç kızlara yol gösteriyor.dünyada tüm yanlışları yapmaya zamanımız olmadığı ıçın serranın ve arkadaşlarının yaşadıklarından ders almamız gerekiyor.oktayla 7 yıllık ilişkisini bitirmekteki kararlılığı insana güven veriyor.öte yandan deniz hayatın güzel yanlarını ve aşkı simgeler gibi...dili son derece yalın.tavsiye ederim.

hep ahmet altan okumak istemişimdir.ama ne ylan söyleyeyim bu kitabı okumamda kitabın fiyatının etkisi çok büyük.içindeki onca öykü birbirinden güzel cümlelerle dolu.ama biri var ki bayıldım.hani şu penguenlerin dişileri ve erkeklerinin çakıl taşları:)

harem hayatı dendiğinde tam olarak anlayamadığımız ama hep merak ettiğimiz o yaşantı bu kitapla tam olarak merakımızı giderebiliyor.heramdeki cariyelerin padişah için hazırlanmaları,aldıkları aşk dersleri.törenleri.kıyafetleri,altın yola gidişler...haremin o herkesin herşeyi bildiği ama yine de herşeyin sır gibi saklandığı atmosferinde insan kendini kaybediyor.ayrıca nakşidilin şehzade mahmutla olan ilişkisi de osmanlı tarihinin ayrı bir gizemi iken çözüme kavuşuyor.