E-Dergi

Kurgusu iyi, karakterler ve konusu çok iyi oluşturulmuş. Dil, ırk üzerine savaşların sürekli yaşandığı dünyada konu güncelliğini kaybetmeyeceğinden mutlaka edinilmesi ve okunması gereken bir eser olduğunu düşünüyorum. Çevirisi de güzeldi.

Hatalı yazılmış roman değil türü içinde 10 adet öykü var. Öykülerin çoğu, yoksulluk, çaresizlik ve eğitimsizlik hakkında. Tolstoy hakkında hiç bir şey bilmeden bu kitabı okusak bile ne kadar ülkesi için üzülen, dindar biri olduğunu anlayabiliriz. Öykülerin kurmaca olmadığını o zamanlar zaten yaşanan olaylar olduğu belli. Köy hayatı, insanlar, toprak sahibi olmak, kölelik, para gibi konular etrafında öyküler. İlk öykü hariç diğerleri güzeldi.

Kitap 1926 yılında yazılmış. Gürcistan bağımsızlığı, Sovyetlerin varlığı, Rusya gibi tarihi gerçeklerden de yer yer bahsediyor. Köydeki batıl inançlardan, insanların sevgisinden ağırlaşan karakter çareyi sonunda yine şehre dönmekte buluyor. İlginç bir konusu var, akıcı. Gürcü edebiyatı ile tanışmak için uygun bir fırsat.

Posthümanizm ve Transhümanizm kavramları net bir şekilde anlaşılması için ele alınmış. Kavramların üzerinde duran çok kitap var ancak anlaşılması için özel bir çaba harcanmış kitapta bu bakımdan hakkını vermeli. Biyokonservatizm, biyoliberalizm gibi kavramlar da bu işin neresinde, doğa ve insan nedir, filmlerden ve güncel teknolojilerden örnekler de içeriyor. Akademik bir çalışma gibi değil kitabın dili, okunabilir. Bilgi verici bir kaynak.

Sema Kaygusuz'un en iyi kitabı belki de.