E-Dergi

Kitap bir çok enteresan noktaya dikkat çekiyor ama biri var ki bence çok manidar. özellikle AKP nin iktidara gelmesiyle bakan eşlerinin giyimini sürekli eleştiren kartel nedyası her nedense bir önceki koalisyonda görev yapan dsp nin başındaki adamın eşini hiç eleştirmediler. Yani Rahşan Hanımı. Aslında eleştirmemeleri çok iyi ama bu onların etikliğinden değil karşı tarafın kimliğinden kaynaklanıyor. Artık bence bu basın silkelenip kendine gelmeli. vesselam.

Suomi bataklıklar ülkesi. Terkedilmiş ve bakımsız kalmış insanların ülkesi. Ayağa kalkmak ve bizde varız demek için çırpınan bir avuç idealist ve fedekar insanın ülkeleri için verdiği mücadele.tabi her ülke için uygulamak biraz zor. çünkü finlandiya oldukça küçük bir ülke. Dolayısıyla bir çok projeyi hayata geçirmek daha kolay olur. Ama insanların azmi çok önemli. Bu tür kitapları okumak tabii önemli ama bence herkes kendi evinin önünü süpürmeye başlasa ve herkes karanlığa bir kibrit çaksa aydınlık myarınlar bizim olur.

Kitap; atlantis ile başlayıp piramitlere oradan ufo lara oradan 12. gezegene ve daha bir çok şeye uğruyor. Ama asıl önemli olan "gaybı Allah'tan başka kimsenin bilmediğidir". Tabi ayette nasıl ki "asra yemin ediliyorsa" şunu da bilmemiz lazım. Ahir zaman Peygamberi geldi ve artıkdünyanın son demlerini yaşadığını biliyoruz. Bunun nasıl ve ne zaman olacağı ise ancak Allah'ın uhdesinde olan birşey. Herşeye rağmen kitap güzel ve farklı bir konuya eğilmiş.

Aydoğan Vatandaş'ın kürt konusunda deneyimi ve birikimi olmadığı belli. ancak bence israil abd ve olaylar arasındaki bağlantıları iyi yakalamış. Ama her şeyden önemlisi birileri bizim yılların zorluklarıyla yetişen insanlarımızı o kadar kolay öldürüyorlar ki insanın aklı almıyor. Eşref bitlisden uğur mumcu ya ve vurulan gemimiz, öldürülen cumhurbaşkanımız; birer sayı gibi ama bunlar ülkenin birer değeriydiler ve de önemli birer değeriydiler. Allah onlara rahmet etsin bize de feraset okumadıysanız mutlaka okuyun

Ölümü şiirsel olarak anlatmak herhalde bu olsa gerek. Ama bir şeyi tecrübe etmeden de yazmak hakikaten zor. Yazar bu zorluğu usta bir şekilde ele alıp işlemiş. Atalarımz bu konuda en güzelini yaparlardı. Mezarlıkları cami avlularına ve şehrin içine yaparlardı. Dolayısıyla ölüm her daim gözönünde olurdu. Bizlerde şimdi en uzaklara yapıyoruz mezarlıkları aklımızca ölümü unutacağız.