Toplam yorum: 3.078.622
Bu ayki yorum: 5.500

E-Dergi

Dr. Şerefettin Güler Tarafından Yapılan Yorumlar

Bazı şeyler vardır duyarsınız ama içinizden doğru değildir der ve geçersiniz. Taaa ki biri anlatana kadar. yada bir yerlerden okuyana kadar. hep duyardık Diyarbakır zindanlarında yaşanan vahşeti. gerçi yazar yüzeysel olarak anlatmış ama yinede o günlerde yaşanan atmosferi yansıtmak bakımından oldukça ilginç. İşin bir başka ilginç yanı ise işkence yapan askerlerin de büyük bir bölümü kürt oluşu. İnsana Mümtaz er türköne'nin Abant Platformunda bu yıl yaptığı bir açıklamayı çağrıştırıyor. " 2 Eylül döneminde Mamak cezaevinde kalan Mümtaz er Türköne hergün istiklal marşı eşliğinde koşturulduklarını İstiklal Marşını hergün okuttuklarını ve kürt askerlerce kendilerine dayak atıldığını söylüyor. üstelik Kendisi MHP davasından tutuklu. yani iş garip sadece örnek olsun diye yazdım. Ama Diyarbakır cezaevinde yaşanalar tek kelime ile ülkemiz için bir utanç tablosu. Gerçi hala ülkemizde işkenceden ölen insanlar var. Ve maalesef işkence yapanlar da insan!!!
Kitapları kategprize etsek şu kitap okunabilir bu kitap okunamaz dersek -ki bu birinci kategori olsun- bu kitap çok rahat okunabilir. hem de hiç sıkılmadan. hatta ikinci sefer dahi okunabilir. diyaloglar çok aşina hayatımıza. Ancak ikinci kategoriye de bazı kitaplar yaralı bazıları ise zararlı olmasa da bir fayda vermez dersek bu kitap ikincisine girer. yani pek bir yararı yok. bundan ne ders aldım desen hiç bir şey. zaten evlilik de herkesinözeli ve orjinalidir. ancak çok haksızlık etmemek babından küçük bir şey de dikkatimi çekti. "ben" dilini kullanma bu hakikaten önemli bir nokta. neticede okunabilir. ama ne öğrendim derseniz -bence ben dili- hemen hemen hiç bir şey. tüketim kültürünün tüketim kitabı ancak böle olur.
güzel bir kitap bence. İki farklı anlatım ise bence renk getirmiş kitaba. ancak bir şeyi anlamadım (veya yazar kitabın başlığına atfen öyle bir şeyler yazdı) kitabın sonlarına doğru iki gizemli adam dürbünü getirip bırakıp gidiyorlar. alakayı ve bağlantıyı bir türlü kuramadım. Ama o dönemin bağnazlığı ve afaroz kültürü üzerine ve de batıl inançlar üzerine önemli tespitler var kitapta. bence okunabilir. hem de sıkılmadan.
Gerçi Mustafa Kutlu'nun bu kitabı çok güzel desem sanki diğerleri güzel değilmiş gibi bir anlam çıkacak ama malum ve gerçek olan şudur ki Mustafa Kutlu'nun her kitabı bir başka güzel. Bir pazar ancak bu kadar güzel tasvir edilir. insanın sıkılmadan okuyabileceği bir kitap. Ayrıca göç ve varoş kültürüne dair gerçekçi bir yaklaşımla olayın kahramanları kaleme alınmış. hala okumadıysanız mutlaka okuyun. Bence Mustafa Kutlu bir de görmeyenlerle ilgili bir kitap yazmalı yani yazdıysa bilmiyorum ama yazmamışsa mutlaka yazmalı. çünkü kanaatimce kitaptaki kör kız ve kör çocuk tahlili çok başarılı başlı başına bir kitaba konu olabilecek kadar zengin. okuyun okuyun mutlaka okuyun.
Kitap çok farklı bir tarzda kaleme alınmış. bir defa bilinen roman türüne pek benzemiyor. yani hadi al götür sürükle beni diyen bir kitap değil. Ama al beni bir kenara at diyen bir kitap da değil. yani farklı bir tarz. bence ilk göze çarpan özellik kısa cümlelerin kullanılmış olması. romanın kahramanı ise kanımca öyle bir adam yoktur veya biz yetiştiğimiz kültür içinde böyle bir şey tasavvur etmiyoruz. herşeye olsa da bir olmasa da bir felsefesi ile yaklaşan bir tip. duygunun hemen hemen çok az olduğu bir tip. zaten kitapta savcı da savunmasını bu duygusuzluk üzerine kuruyor. okunabilir .