"Sır" Mustafa Kutlu hikayeciliğinin tipik örneklerinden birisi. Kolayca birkaç saatte okunabilecek bu hikayelerde modern hayatın herşeyi olduğu gibi melami edalı, elleri nasırlı, toprak kokulu tasavvuf ehlini de iğdiş ettiği tasvir ediliyor. Şehirde bozulacağını "keşf"eden "efendi"nin ortadan kaybolmasında ben Kutlu'nun ağır bir ironiyi dillendirdiğini görüyorum. Maalesef yaşadığımzı hayattaki örneklerde "efendi"ler melameti değil, "hayat"ı tercih ediyorlar. Mercedesler, klimalı-yerminderli jeepler, apartmanlar, çekler, senetlerle kuşatıldıkları bir hayatı... Ne diyebiliriz ki; hayat genellikle acımasızdır; elinden kurtulmak da kolay değildir; Kutlu'nun hikayesinde olduğu gibi. Eline sağlık Kutlu Usta.