Kendisini " Es-seyfü'l-meslûl fevka rikâb-ı a'dâyi'l-İslâm fi Ankara " (Ankara'daki İslam düşmanlarının ense kökündeki, kınından sıyrılmış kılıç) olarak tanımlayan Mustafa Sabri Efendi merhum, bu kitabında Peygamber Efendimizin vefatından beri İslam’ın cevheri olan Hilafetin ilga edilmesi felaketini anlatmaktadır. Hilafet düzeni, Raşit halifelerden sonra gereği gibi uygulanmamasına ve zayıflığına rağmen, tarihin en karanlık dönemlerinde dahi Müslümanların vahdetini gerçekleştirebilmekteydi. Mustafa Kemal’in, iman ve şeriat bütünlüğü oluşturan bu güce karşı gelen bir tavır sergilediğini; siyaset ve idarede İslam’ı ölçüler yerine Batılı ölçüleri toplumuna kabul ettirdiğini görmekteyiz. M. Sabri Efendi, M. Kemal’in bu faaliyetinin Avrupalı devletlerin arzularıyla at başı gittiğini, Yahudi dönmelerin de buna arka çıktığını söylemektedir. Osmanlı üzerinde oynanan oyunlar ve yapılan saldırılar neticesini vermiş, sonunda Hilafet ortadan kaldırılmıştır. Mustafa Sabri efendi, Hilafetin tükenmez gücünü göstermek için şu satırlara yer vermektedir : " Kısaca Hilafet düzeni, son dönemindeki zafiyetine rağmen Haçlı bağnazlığı ve sömürü emellerinden kaynaklanan Avrupa saldırılarını püskürtebilirdi. Halifenin cihat ilan etmesiyle ümmet hemen saflarını sıklaştırır ve halifenin kalbi üzerine birleşir, onun vereceği emirleri beklerdi. " Sabri efendi aynı zamanda Hilafet karşıtı yazarlara da yer vererek onları eleştirmektedir. Şeyhin, önünden perdeyi çektiği en önemli ve ilginç sırlardan biride, Birinci Dünya Savaşının galibi devletlerin her nasılsa M. Kemale yenilmeleri hususudur. İngilizler dahice bir plan tasarlayarak M. Kemal’le anlaşıp İzmir’den çekildiler. M. Kemal muzaffer komutan ilan edilmişti. İngilizler ise bunun karşılığında birçok kazançlar sağladılar. Mesela Hilafetin ilgası gibi...