Roman, adına yakışır biçimde baş karakter yaşlı gazetecinin yaşamı boyunca birlikte olduğu orospularla dolu. Yazar, anlatmak istediği “yaşlılığın bilincine varmanın insan psikolojisi üzerindeki etkisi”ni öyküsüne orospuları, pezevenkleri doldurarak aktarmak yerine daha düzgün bir yol seçseydi çok güzel bir yapıt diyebilirdim. Ama o böyle bir yol tutmuş... Üstelik doksan yaşında bir adamın on dört yaşında bir kıza ilgi duyması da pedofiliden başka neyle açıklanabilir?
Bunun yanında Márquez insanın yaşlandığını kabullenmesinin zorluğunu, kabullenip kavradığında da bir “aşk”ın onu tazeleyebildiğini, yaşlılık anlarında geçmiş günlerin akla gelmesiyle yüreğin nasıl burulduğunu etkileyici bir dokunaklılıkla anlatmış. Romandaki karakterlerden yetmiş üç yaşındaki eski fahişe Casilda Armenta’nın şu sözleri hem vurucu nitelik taşıyor, hem de durumu özetliyor: “Yaşlandık bile. Sorun şu ki, insan öyle olduğunu içinden hissetmiyor, ama dışarıdan bakan herkes bunu görüyor.”