'project democracy' sivil örümceğin ağında" kitabına "Olayları erdemin süzgecinden geçiren gerçek aydınlara, haberleriyle ezber dağıtan gerçek gazetecilere ve karanlığı yakacak olanlara" diye başlıyor Mustafa Yıldırım. Şunu söylemek gerekiyor kitap oldukça kapsamlı bu yüzden okuması biraz zaman gerektiriyor, İlhan Selçuk telefon rehberi demiş kitap için bence de aynen öyle. Bunun yanında kitapla ilgili şunu da belirtmek gerekiyor, okuduğum araştırma kitaplarının en iyilerinden. Kitabı okuyup bitirince şu düşünceye kapıldım, bir insan bu kadar araştırmayı niye yapar? Bunun tek bir yanıtı olabilir: eğer bir insan Vatanının dört bir yandan- ve ne yazık ki içeriden- işgal edilmeye çalışıldığını görüyorsa buna kayıtsız kalamaz. Gerçek bir vatansever olarak tehlikeleri göze alır ve bu çevrilmeyi yarabilmek için elinden geleni yapar. Mustafa Yıldırım'ın yaptığı tam olarak bu bence.
Kitap o kadar iyi bir araştırmanın ürünü ki hiç bir şey belgesiz değil, bütün konular belgelerle ortaya konulmuş durumda. ABD'nin tüm dünyada gerçekleştirmek istediği "project democracy" operasyonunda kimleri ne amaçla kullandığını tek tek açıklamış yazar. Bu operasyon içerisinde yazar TC üzerinde oynanan oyunun en çok hangi kişiler, kuruluşlar, örgütler, vakıflar, dernekler aracılığıyla yapıldığını anlatmış. Ülkemizde Sivil Toplum Örgütleri adı altında gerçekleştirilen bu oyunun aslında kimlere hizmet ettiği bir bir anlatılmış. NED, CFR, IRI, NDI gibi dünya siyasetine yön veren kuruluşların Türkiye de hangi örgütleri kullanarak bu operasyonda kullandığını; TESEV, ARI, Açık toplum enstitüsü gibi kuruluşların bu kuruluşlardan aldığı fonları ne amaçla aldığını ve bunların kime hizmet ettiğini de yine bu kitapta bulabilirsiniz. Spekülatör GEORGE SOROS gibilerin bu fonları sağlarken elde etmek istedikleri gerçek amaçları anlamak içinde kitapta ayrıca bir bölüm mevcuttur.
Ülkemizde tüm bunlar yaşanırken beni üzen en önemli nokta ise şudur: Bu kuruluşlardan fonlanan STÖ lerin mensupları da aslında kime hizmet ettiklerinin farkında değiller. Bu yüzden bunları okuyunca " yok daha neler " gibi tepkiler vereceklerdir, ancak kazın ayağı hiçte öyle değil işte.
Soğuk Savaş döneminde ABD dünyada Anti-komünizm çığırtkanlığıyla dünyayı kendisine göre şekillendirirken, soğuk savaş sonrasında ise "project democracy" ile yeni dünya düzenin oluşturmak amacındadır. Bunları gerçekleştirirken de önündeki engellerden birisi ülkelerin din olgularıdır. İşte tam bu noktada "dinler arası diyalog" adı altında yeni bir çığırtkanlıkla " yeni dünya düzeni"ne engel olabileceğini düşündüğü bu dinleri tek bir din altında -ki o" İbrahimi dinler" şemsiyesidir- toplama amacındadır. işte Mustafa Yıldırım'ın Sivil Örümceğin Ağında kitabını bir bölümü tamamen bu dinler arası diyalog ve din hürriyetine ayrılmıştır. Bu konuda okuduğum en bilgilendirici kitaptı. Tam bir kaynak kitap . HERKESE AMA HERKESE TAVSİYE EDERİM AMA ÖZELLİKLE DE KARANLIĞI YAKMAK İSTEYENLERE....