Çok ama çok güzel küçücük bir Dostoyevski kitabı… Yazarın yaşadığı 4 günlük sonu hüsranla dolu bir aşk öyküsüdür. Rusya’da hiç kararmayan geceler olur ve buna beyaz geceler denir. Böyle bir gecede yaşadığı aşkı, o dramı öyle bir anlatmış ki insan hakikaten ağlıyor okurken… Favori kitabımdır ve üzerine Sadece Sabahattin Ali’nin Kürk Mantolu Madonna’sı ve Zweig’ın Bilinmeyen Bir Kadının Mektubu okunursa insan mozoşizmin dibini boylar diye düşünüyorum… Kitabı okumayan çok ama çok şeyler kaybetmiştir kanaatimce.