Kitabı ilk elime aldığımda, halihazırda aklımda kalan bilgilerle böyle bir ismin gerçekten mutluluğa yol gösterici olabileceğine bir mana veremedim. Haliyle hepimizin zihninde çizdiği bir imaj da varken. “Ah evet hadi mutluluk yolumuzu çizelim” diye aldığım kitap, mutluluğun “gerçek” anlamını yine kendi diliyle gösterdi. Tabii ki de anlatım dili yorucu ve kötümserlik her sayfadan akıyor. Ama çat çat çat her şeyi tüm gerçekliğiyle insanın yüzüne vuruyor. Ayrıca yazarımız; Seneca olsun, Voltaire olsun birçok düşünce insanının sözlerine de yer veriyor.
Direkt mutlu olmanın rehberi yerine mutsuzluğa daha az nasıl maruz kalırız, nasıl katlanırız’ı kitapta bulabiliriz. Zaten kitabın içinde de mutsuzluğun bekçisi yazar, insanın yaradılış temelinde acı ve mutsuzluğun yer aldığını ima ediyor.