Osmanlının son günleri ve kuvai milliye hareketinin başlayışı sırasında ,Maliye Nazırı Ahmet reşat bey`in konağında yaşananlar konu ediliyor.
Açıkçası romanda anlatılan karakterler beni hayal kırıklığına ya da adeta yıkıma uğrattı.
Osmanlının ,dinine çok düşükün olduğunu düşünürdüm.Devlet erkanının dini açıdan daha hassas olduğunu sanırdım.
Ancak romanda anlatılan Maliye Nazırı Ahmet Reşat bey,her morali bozulduğunda içkiye sarılıyor,Ayrıca yaz mevsiminde gittikleri Adadaki evde misafirlerine soğuk rakı ikram edebilmek için özel bir dolap yaptırdıklarından söz ediliyor.
Evlerinde ikamet eden vatan aşıkı gösterilen sarıkamış gazisi Kemal, kendisine hizmet eden kadınla nikahsız birlikte olmaktan çekinmiyor.kız hamile kalınca nikahına almak aklına geliyor.
Diğer bir vatan aşıkı Azra, vatanı için kadın başına yollara düşüyor.Kuvai milliye hareketinin içinde yer alıyor.Bu arada bir fransız erkeği ile sevişmekten geri durmuyor..Nasıl vatan aşkıymış ki fransız ile nikahsız yatmasına engel olmuyorda iş evlenmeye gelince vatan sevgisi buna engel oluyor..Pes bu kadar iğrençlik de olmaz.
Bu romanda anlatılan çarpıklıkların yazarın hayal ürünü olmasını temenni ediyorum.Ancak doğru ise Osmanlının Maliye Nazırı ve çevresi islamdan bu kadar uzaklaşmışlarsa Osmanlının yıkılışına da şaşmamak gerek.