Bilim tarihinin en büyük mucidi ve eşi bulunmaz bir dahi olan olan Nikola Tesla'nın dolu dolu, ama hazin yaşam öyküsü. Sıradışı kişiliği ve fobileri ile, bir dahinin nasıl bir hayat sürdürdüğünün; zaman zaman duygusal, zaman zaman heyecan verici öyküsü bu kitapta. Tesla hayatı boyunca 'kalabalıklar içinde yalnız bir adam' olmuştu. Sıradan biri değildi ve sıradan insanlar gibi yaşamadı. Asla para ve maddi zevkler için yaşamadı; ama insanlığa ve bilim dünyasına büyük bir miras bıraktı.
Tesla gerçekten de çağının çok çok ötesinde bir bilim adamı. Telsiz enerji nakli, gezegenlerarası iletişim, iklim kontrolü vb.. pek çok fikrin sahibi bir dahi. Pek çok projesini hayata geçirememiş, çünkü yeterli kaynak bulamamıştır. Bulunduğu zamanın çok ötesinde fikirlere sahip olduğu için de, hayalperestlikle suçlanmıştır. Ancak bugün geldiğimiz noktada, Tesla'nın ne kadar büyük bir mucit olduğunun yanı sıra, ne kadar da haklı olduğunu anlıyoruz. İnsanlık Tesla'ya çok şey borçlu. O hayatı boyunca aldatılmış, kazıklanmış ve hayal kırıklıkları içerisinde New York'ta bir otel odasında ölmüş olsa da, insanlık onun değerini bugün daha iyi anlıyor. Bugünün uzay ve teknoloji çağında yaşayan biz insanlar, Tesla'ya çok şey borçluyuz.