bir kitabı methetmek için, "harika, müthiş, mükemmel" kelimelerini kullanıyorsanız, bu kelimelerin altyapısı olan "Niçin, nasıl, neden" sorularının da yanıtlarını vermelisiniz.
Burada yazarı değil, kitabı eleştiriyorz, salt okuyucu kimliğimizlie.
Teşkilat adlı "politik bilim kurgu" olduğu söylenen kitapta, bilim yok, kurgu zayıf, politik kısmı da, üç beş haber izleseniz televizyonda, kendinizin de aklınızda oluşacak türden sorular - cevaplar.
Teşkilat kitabı, içerik ve bakış açısıyla, zengin bir hayal gücü ve zihinsel zekanın eseri. Maalesef, kitabı ve yazarını eleştireceğimiz üç temel husus olmalı :
a- Edebi anlatımda, tarihi menkıbeler anlatınız fakat roman, yazmayınız. Roman, Batı'da 300 yıllık, Türkiye'de 30 yıllık mevzuudur. dinamik toplum yapısı ve tarihi gerçekleri - kurguları buluşturmak, bu iddiada bulunan bir yazar ve eseri için, zorun zorudur ve maalesef Selman kardeşimiz, bu eserinde başarısız olmuştur.
b- Uslub, bir yazar için, en öncelikli ve fevkalade değer arzeden niteliktir, meziyettir. Bu nitelik ve meziyet, maalesef yazarın kaleminde henüz netlik ve kesinlik kazanmamış. Deprem görmüş ve artçı şoklarla sarsılırcasına, kah kitaba gömüldük, kah hala aynı kitabı mı okuyorum acaba (?) demek zorunda kaldık... Uslub, aynıyla vaki, yazarını hatırlatmalı ve hissettirmeli.
c- Ciddiyet. Romanınız mizahi ise, mizahi oluşunu mihenk noktası yapınız. Yok, romanınız politik ve gerilim içeriyorsa, bu konuya yoğunlaşın. Konuda özgürsünüz, tıpkı karakter oluşurmakta olduğu gibi. Fakat "Sevban" karakterini, adi bir tetikçi yaparken ve hoş bir lokantaya gönderirken, oradaki garsonu dahi teşkilata (karşı teşkilat) dahil ediyorsanız, kurgunuzda önceki halkalarda eksiklik var demektir.
Eyzün isim olarak harika da, iki dakika geçmedi, Hüsnü babanın ellerine yapışıyor... Nedir bu? Nurculuk kokuyor diyeceğim ama, Nurcular el öpmez, öpecek olsa da, şakirt şakirtin elini öper. bir kızı, iki dakikada efsunlanmış gibi tanıtmak, Eyzün karakterine de hakarettir, Hüsnü Baba karakterine de, SEvban'a da... Niçin? Çünkü zeki insanları, el öpmek için bana 30 saniye ver, mahfiline sokma hakkı, Selman Bey Kardeşimiz, hiçbir yazarın haddi değildir. Haddimdir diyen, sanırım milletini ve toplumunun dinamik yapısını tanımadığını da inkar edecektir...
Sevgi ve Saygılarımla
Asker AVŞAR