Kanat Güner, eroin kullanmaya başladığında bir gün bu yoldan dönebileceğini düşünüyordu. Ne zaman ki, geri dönüşü olmayan bir yola girdiğini anladı, işte o zaman, insanlarla, hayatla son bir iletişim denemesi yapmak için Eroin Güncesi’ni yazdı ve kitap çıktıktan on üç ay sonra da kasığında iğneyle Beyoğlu Sineması’nın tuvaletinde ölü bulundu. Geçen o on üç aylık süre içinde Kanat muhtemelen ‘iletişim denemesi’nin başarısız olduğunu düşünmüştü. Ama on yıl sonra bugün eğer yaşasaydı, yanıldığını anlayacaktı. O günlerde toplum dışına itilen, bir televizyon kanalının ana haber bülteninde bir suçlu, bir zavallı gibi topluma takdim edilen Kanat Güner ve kitabı hakkında bugün düşünülenler, onun ‘son iletişim denemesi’nin geç de olsa başarılı olduğunu gösteriyor.