Kagarlistky'nin bu kitabı, öncelikle SSCB'nin çöküş öncesi ve sırasının genel fotoğrafını çekiyor; ardından Yeltsin döneminde RF'nin kurulmasındaki iç ve dış dinamikleri, Putin'e uzanan süreci o bilindik dolaysız anlatımıyla, Marksist söylemin tüm analiz biçimleriyle ele alma çabasını içeriyor. Putin Dönemi (kitabın aslı 2005'te çıktığından o döneme kadarki süreci ele alıyor) RF'sinin aslında Yeltsin'i iktidara taşıyan süreç ve unsurlardan bağımsız olmadığını kendi belge, bulgu ve saptamalarıyla açıklamaya çalışıyor. Bunun yanında Sovyet sonrası dönemdeki sendikaların durumu, faaliyetleri ve tüm sol cenahın analizini etkili bir biçimde önümüze koyuyor. Şüphesiz okuyucular bu kitapta, Sovyet sonrası dönemi Rusyası'nda meydana gelen olayların, şaşırtıcı(!) biçimde Türkiye'de yaşananlarla olan benzerliğini trajikomik bir psikolojiye kapılarak yüzleşecektir. Sonuç olarak; Rusya çalışmaları yapan ve merak eden herkesin (görüşünü paylaşsın ya da paylaşmasın) Kagarlitsky'i mutlaka okuması gerek diye düşünüyorum. Aksi takdirde, Türk ulusuyla muazzam benzerlikler taşıyan bu büyük medeniyeti anlama ve yorumlamada kesin ölçüde bir yavanlık, bayağılık, eksiklik ortaya çıkacaktır.