Zengin Kemal'in yoksul ve uzak akrabası güzel Füsun'a olan tutkulu aşkını anlatan bu kitap, fonda 1970 ve 80'li yıllardaki Türkiye'nin aşk, evlilik, mahalle baskısını da içeren toplumsal hayatı, bizi hoş bir romantizme ve mutluluğa sürükler. Yaşanan aşk saplantılı bir aşktır, ama bir o kadar da gerçekçidir. Yetiştiği ortamın değer yargıları ile Türkiye'nin değer yargıları arasında zaten bir uçurum olan Kemal, yaşadığı bu cesur aşk ile bu her iki değer yargısını da alt üst eder. Aslında cesaret, belki de Kemal'den çok, yaşayabileceklerini çok da iyi tahmin etmesine karşın aşkı seçen Füsun'un hakkıdır daha çok.
Hastalıklıdır ama bir o kadar da anlamlıdır Kemal'in Füsun'u ve dokunduğu eşyaları takibi. Böyle bakıldığında gerçekten de 1 numara bir aşk romanıdır Masumiyet Müzesi, ama sadece o kadar da değildir. Söyleyecek çok sözü olan insanlardan olarak Orhan Pamuk o yılların Türkiye'si, toplumsal hayat, kadın-erkek ilişkileri, evlilik ve aile kavramlarını, fonda Türk sineması ve dönemin kültürel hayatı ile irdeler. Romana ismini de veren müze ve müzecilik konusunda ise, tabiri caizse, hepimize ders verir