Drizzt Do'Urden'ı Kartal'daki kitap fuarında raslantıyla gördüğüm bir kitabı okumaya başlayarak tanıdım. hayatımda ilk kez böyle bir kitap okuyordum.40 yaşında hem de. Bu üçlemeyi gerçekten çok sevdim; çünkü Drizzt'in arayışı, kimlik bulma çabası, aradığı şeyin sürekli ahlâki bir temele dayanması beni çok etkiledi. Üç kitapta da birbirini takip eden geliştiren ve 3.kitap sonunda nihayete erdiren bir gerilim ve gelişme var. Ayrıca Clacker karakteri de bütün trajikliğiyle seneler sonra bile hatırladığım bir karakter. Zaknafein da öyle. İşin kötü tarafı şu: bu serinin devamı olan kitaplarda çok savaş var ama psikolojik arayışlar, ifadeler ve üslup pek yok. Serinin tamamını (12 kitap) okumadım. Okuduklarım oldu, ve yarıda bıraktıklarım da oldu. Hiç bir devam kitabında bu ilk üç kitaptaki bütünlüğü, psikolojik yapıyı ve önemlisi ve edebiyatın da en önemli meselelerinden birisi olduğuna inandığım karakter geliştirme, karakter oluşturma , bunu ifade etmeyi bulamadım. Anayurt, Sürgün ve Miras üçlemesi için ise 10 üzerinden 10 veriyorum.