İslamiyet içerisindeki Sünni yorumun Emevi dönemindeki yanlış yorumlanmasından kaynaklı sıkıntıları bugün Dünya üzerinde görüp üzülüyoruz. Alevilik tek başına tek noktadan bakılacak bir konu değil. Zira kendilerini “Alevi” olarak ifade eden çevremizdeki birçok kişide Aleviliğin farklı yorumlarına tanık oluyoruz. Ali Şeriati, yaşadığı dönemde, fikirleri ile aykırı görülüp karşı çıkılan, suikasta uğrayan bir hayat hikâyesi ile bir dava adamı olarak karşımıza çıkıyor. Kısa sayılabilecek ömründe geride bıraktığı eserlerle geç tanışmak benim için üzücü bir durum. Şeriati, eserinde en başta belirttiğim Sünnilik adı altında Emevi dönemindeki yanlış yorumlarla içi boşaltılan İslam dinindeki birebir aynı sıkıntıyı Şia mezhep yorumu içinde dile getiriyor. Zira ortada tertemiz bir Ali Şiası dururken Safevi dönemi ile içi boşaltılan ve bir anlamda Safevi Şia’sına dönen yolun bozukluğunu masaya yatırıyor. Bugün İslam coğrafyasındaki sıkıntılara dönüp baktığınızda Emevi ve Safevilerin kötü mirasının üzerine inşa edilmiş bir din yorumunu buluyorsunuz. Safevi devletinin yanlış yorumlarının bir kısmını İran devleti bugün devam ettirir pozisyonda. Emeviler’in yanlış yorumu ise ülkemizde içinde olmak üzere tüm İslam ülkelerinde yine alıcı buluyor. Kesinlikle okunması gereken eser, Hz Ali yorumunun, Ehlibeyt’in daha iyi anlaşılabilmesi, hayatımda hep karşı durduğum Sünnilik-Alevilik ayrımında her iki kesim içinde yanlış yorumlanan, suistimal edilen, görmezden gelinen doğruları yakalamak için size fırsat sunuyor.