Ali Şeriati'nin namını bu kitabı okumaya başladıktan sonra anladım. Hakikaten tam bir aydın kendisi. Osmanlı'nın yıkılışı ve Cumhuriyet'in başlarında ve bugüne geldiğimizde Türkiye'de bir aydın problemi ve bulanıklığı oluşmuştur. Hâlâ da devam etmektedir. Bazı gerçek Türk aydınları var ki bir aydının nasıl olması gerektiğini sıhhatli bir biçimde değerlendirmiştir. ERol GÜNGÖR gibi... Şeriati'de, İran'lı olması hasebiyle tam bir aydın tipi ile ülkesinin aydın profilinin eksik ve yanlış yanlarını tespit ediyor ve yapılması gerekeni de belirleyerek yol gösteriyor. Özellikle eserin içerisinde ki Avrupa'nın bilim ve akılcılık anlayışı, dine karşı tepkileri ve milliyetçiliklerinin sınırlarını belirtip, doğu(islam) dünyasında bu algıların parçalayıcı etkisi olduğunu belirlemek gibi çok önemli bir tespitte bulunmuştur. Bu tespit bile kitabın okunmasını değerli kılar.