Karanlıkta Mum Işığı / Bugünki Türkiye Dizisi Hakkındaki Yorumlar

yeppoahsen
09.02.2021
Satın Alma Onaylı Bu ürün yorum sahibi tarafından satın alınmıştır.
çok sürükleyici bir roman idi geçmiş yılları ve farklı sorunları ele alıyor aradaki mesafelerin en yakınını tanimamayi konuşmanın ilişki kurmanın nelere mal olduğunu görüyorsunuz
Bu yoruma katılıyor musunuz?
Evet (1)
Hayır (0)
Bu Yorumu Yanıtla
alperen.60
24.09.2020
Satın Alma Onaylı Bu ürün yorum sahibi tarafından satın alınmıştır.
Türkiye’nin zor yıllarının anlatıldığı bir eser.
Bu yoruma katılıyor musunuz?
Evet (1)
Hayır (0)
Bu Yorumu Yanıtla
Ahmet Afşın
26.10.2018
Satın Alma Onaylı Bu ürün yorum sahibi tarafından satın alınmıştır.
Şaşırtmadan etkileyen bir hikaye.
Bu yoruma katılıyor musunuz?
Evet (0)
Hayır (0)
Bu Yorumu Yanıtla
İQRA
12.11.2016
Satın Alma Onaylı Bu ürün yorum sahibi tarafından satın alınmıştır.
bu kitabı okuduktan sonra o yılları yaşayanlara saygım misliyle arttı.kolay mı dinine kültürüne top yekün savaş nasıl dayandılar nadıl korudular
Bu yoruma katılıyor musunuz?
Evet (0)
Hayır (0)
Bu Yorumu Yanıtla
karabayn 21.02.2012
Satın Alma Onaylı Bu ürün yorum sahibi tarafından satın alınmıştır.
Sepetçioğlu !945li yılları çok iyi anlatmış. Tereddüt etmeyin çok güzel bir kitap.
Bu yoruma katılıyor musunuz?
Evet (3)
Hayır (1)
Bu Yorumu Yanıtla
kral28
31.05.2020
Süperdi okuduğum ilk kitabı yazarın ama muhteşemdi darısı bundan sonrakilere
Bu yoruma katılıyor musunuz?
Evet (0)
Hayır (0)
Bu Yorumu Yanıtla
1946 Türkiyesi'ni en güzel şekilde akıcı bir üslupla ele alan bir eser mutlaka tavsiye ederim
Bu yoruma katılıyor musunuz?
Evet (2)
Hayır (2)
Bu Yorumu Yanıtla
sahin_tr 15.03.2008
“Karanlığa küfretmektense bir mum da sen yak”
Bu yoruma katılıyor musunuz?
Evet (1)
Hayır (2)
Bu Yorumu Yanıtla
gozutok 27.11.2007
Bugünkü Türkiye serisinin ikinci kitabı olan Karanlıkta Mum Işığı 1946 senesi temmuzunda Anadoluda bir kasabada geçen olayları anlatmaktadır.
Temir Hoca 1946 senesinden yaklaşık 150 yıl önce bir vakıf kurar.Kendinden sonra vakfın başına geçecek olan haleflerine bir vasiyet bırakır.Mum ışığının hiç sönmemesi de vasiyetin içindedir.
Kasabaya gelen iki sürgün ve yeni yetme bir kaymakamkasabanın düzenini bir anda altüst ederler.Özellikle sürgün resim hocası Temir Hoca vakfına kafayı takmıştır.Bundan sonra olaylar bu doğrultuda devam eder gider.
Kitabın çok sürükleyici bir anlatımı var.İnsan kitabı okumaya başladığı andan itibaren olayların akışına kendini kaptırıp gidiyor.
Bu yoruma katılıyor musunuz?
Evet (5)
Hayır (1)
Bu Yorumu Yanıtla
Sait Işbilir 18.12.2004
Size katılıyorum Sadi Bey seneler geçtikten sonra babamın kitaplığına girdiğimde ondan bana kalan büyük miraslardan biriyle karşılaştım...Bu kitapla tek kelime ile konusuyla sürükleyiciliğiyle hatta o sert geçiş ve de uzun betimlemeleriyle (ki ben o uzun betimlemelerden zevk alanlardanım) beni kendine bağlayan bir eser...Dönemin gerçekleri hiçbir belgeyle bu kadar geniş anlatılamaz umursamadığımız vakıf müesseselerinin önemini hiç bir "vakıflar genel müdürü" böyle anlatamazdı...Hele o ilk sayfalarda anlatılan o vakıf kağıdınında katı kurallarla söndürülmemesi emredilen mum..İşte o mum gibi eriyor bu kitabı okurken insan...Nasıl ki Hacı Arif gibi geceler boyu mumu söndürmemek için başını bekliyor, sizde başlıyorsunuz gece vakti titrek bir mum alevinin şavkında kitabı okumaya...
Bu yoruma katılıyor musunuz?
Evet (3)
Hayır (2)
Bu Yorumu Yanıtla
Okudugum en surukleyici ve ibret dolu kitaplardan birisydi (gerci uzun betimlemeler biraz olsun konsantrasyonu bozuyor (belki zevk alanlarda vardir)) kitabin onsozunde veya hicbir yerinde hiyenin dogru olup olmadigi yazmiyor ancak ne yazik ki kisisel tarih bilgim, Turkiyenin benzer donemler gecirdigini dogruluyor. (gerci en azindan internette temir hoca kelimeleri birsey dondurmuyor). Kisaca osmanlinin mirasi vakiflardan birisinin adim adim yikilisini, ismet pasa hukumetinden, demokratlara, sahte seyhlerden(Resim hocasinin seyhi), sahte derneklesmeye(kadinlari koruma dernegi) kadardegisik parametrelerle sergiliyor. Butun bunlar olurken, ulkenin degisen tarim politikalari, amerikan yaptirimlari veya "hucrelesme"leri veya devrim idealleri, kucuk bir cocugun dunyasinda, yasli ve olgun bir dedenin dunyasindan ve koylusu icin kosturan haci arif beyin gozlerinden ayri ayri yorumlanip harmanlanmis sanki (kitaptaki sert gecislerde buna delalet). Ayrica kitap bastan sona suprizlerle dolu (ilk sayfalar birz sikici gelebilir). Bir donem Turk insaninin ciddi sosyolojik analizinde yapilmis. Hatta yoneticilerinde ornegin: "Venedik kadifesi giydirmek ister koylu kizina, lakin ne koylu kizi gormustur ne venedik kadifesi" cumlesi cok seyi anlatmaktadir.
ve son zamanlarda yeni gormeye basladigim teknolojinin (ozellikle bilincsiz teknolojinin ve hatta bilimin) zararlarini insanin gozune sokarcasina islemis. Bir ampulle yitirilen bir kultur mirasi gibi.
Bu yoruma katılıyor musunuz?
Evet (10)
Hayır (2)
Bu Yorumu Yanıtla