Kamarada unutulan bir şemsiyenin,Amerika'ya ailesi tarafından sürgün gönderilmiş onaltı yaşındaki Karl'ın hayatına yön verişinin romanı.Okurken "şemsiye için aşağı inme boşver", "ya sana ne elin ateşçibaşısından çık git!", "aa iyiki gelmişsin bak dayın" gibi yorumları sık sık yapıyorsunuz.Bazen sinirden kriz geçirip kitabı köşeye atasınız geliyor.Ama Kafka'nın yarattığı o "karanlık" atmosfer sizi bırakmıyor.Diğer romanı şatodaki iki "şapşal" karakter bu romanda da var.Ama bu sefer sona doğru Karl bu karakterlerden birine dönüşüyor, sanki daha sonra, yine eski rolünü geri almak istercesine.Tavsiye ediyorum çok güzel bir eser..