Bence Metin Karabaşoğlu'nun en önemli özelliği, hakikaten İslam'ın uygulanabilirliğini insana kanıtlayacak türden yazılar yazması. Öte yandan çok da beğenilmeyebilir; çünkü Metin Karabaşoğlu devletleri, düzenleri ,sistemleri değiştirmek için her türlü caniliği ve adiliği yapabilen, din veya başka kisveler altında cahillik ve zulum sergileyen insanlara peygamberin hayatından örnekler getirerek insanı "sakinleştiriyor": hayır kardeşim, bağıra çağıra değil, dünyayı ve çevreni ,düzeni- sistemi değiştirerek değil, bunun onunla alakası yok: sen kendini değiştireceksin. nefsine hakim olacaksın. Savaşa giderken karıncaları ezmemek için ordusunun yolunu değiştiren peygamber gibi şefkatli olacaksın, seveceksin.
Pamukova'daki tren kazasını kem gözlere bağlayan devlet adamları; erkekler tarafından kurtarılmasını Kuran ahlakına aykırı bulduğu için beş genç kızın göz göre göre boğulmasına izin veren hoca; töre cinayetleri; inançları gereğince sağı solu havaya uçurup kendini şehit yapanlar; gerici faaliyetleri öncesi Allahu ekber diye bağıran garip insanlar; üniversitedeki haksız durumları protesto etmek için yeşil alanlarda namaz kılan protestocu öğrenciler; Kuran'ın aslında ne kadar derin ve manalı olduğunu anlatmak için binbir türlü diller döken kitaplar, cehennem tasvirleri Stephen King'i geçen yazarlar arasında insan bütün meselenin bu dünyayı ve bu dünyada yaşamamak olduğunu düşünmeden edemiyor. Ancak Metin Karabaşoğlu'nu okurken, yaşamamanın İslam'ın hedeflerinden biri olmadığını daha iyi anlıyorsunuz. Hayatlarını çıkmaza sokan, darlaştıran, hayatla alakalı her şeyi günah sevap çizgisine, dini karşıtlıklara oturtanların aslında belli başlı psikolojik savunma mekanizmalarını hayata geçirdiğini düşünmeden edemiyorum. Bu manasız sığlığın kırılması için düşünen insanların çabası gerekiyor. Dini yayınevlerinden çıkan bazı kitaplarda kainatın ahengine, yaratılmışlıktaki kusursuzluğa dikkat çekerek insanın yaradan yönelmesi, onun sanatına hayran olunması istenirken, bu dünyada yaşayanlar sorunun gezegenlerin birbirine çarpmadan hareket etmesi, canlıların mükemmel dizayn edilmiş hayat biçimlerinin vs. değil insanlar arası ilişkilerin, paranın, sistemlerin sorun olduğunu bir şekilde biliyorlar. Sorun Allah'ın sanatındaki mükemmellik değil. sorun insanın hayat kurmadaki bencilliği, paragözlüğü, çıkar düşkünlüğü....Çözümler? Metin Karabaşoğlu'nun kitaplarında bir çok çözüm mevcut. Herkese öneririm.