İdeolojik Savaş Ajanları Hakkındaki Yorumlar

muftuihsan 29.04.2010
Satın Alma Onaylı Bu ürün yorum sahibi tarafından satın alınmıştır.
Batının çıkarlarına yönelik 'sömürgeciliğin keşif kolu’ (E.Said)olan oryantalizm, konusunda Malik b. Nebi’nin bu özlü eseri, fikri mücadele sahasında geçen yüzyıldan bugüne ayna tutan ve yol gösterebilen çalışmalardan biridir. Doğru fikri diri tutmak/diri kalabilmek endişesinde olan her müslümanın tahlil etmesi gereken eserlerden biridir. Kitap, şu başlıklardan oluşuyor:
• Oryantalistlerin eserleri ve çağımız İslam düşüncesine etkisi,
• Fikirler evreni
• Fikirlerin sahihliği ve etkililiği
• Yeni hastalık ‘ekonominin putlaştırılması’
• Müslümanlar ve İslam dünyası.
Kitaptan alıntılar şöyledir:
Ölüm uykusuna yatmış milletlerin tarihleri yoktur. Olsa olsa, efsanevi zorbaların veya mitolojik kahramanların büyüleyici çehrelerin cirit attığı kabusları veya rüyaları vardır.(s.7)
“Ölülerin gerçek mezarı, yaşayanların gönülleridir.”(s.11)
Malik b. Nebi, İbn Teymiye ve Muhammed Abduh’tan daha çok İbn Haldun’a yakın bir düşünürdür. Malik b. Nebi, bir Gazali imanına, İbn Haldun’un fikri kapasitesine, Cemaleddin Efgani’nin gerilimine ve Hasan el-Benna’nın azmine sahip bir düşünürdü. Tantavi Cevherî’nin şu sözünü sık sık tekrarlardı: “Eğer Müslümanlar kendilerine söylediklerimi unutuyorlarsa, ben onlara Âd ve Semud milletlerini yerin dibine batıran aynı felaketin kendi başlarına da mutlaka geleceğini haber veriyorum.”(Raşid b. İsa)(s.15)
Günümüz müslüman toplumlarında, biri veya birileri bu toplumun herhangi bir meselesi üzerine eğilecek olsa görecektir ki, ideolojik savaş ajanları(sömürgecilik), söz konusu problemlerin üzerinde, ya daha önce düşünüp bir çözüm ortaya atmış, ya da onu inceleme yolundadır. Yani, sömürgecilerin ajanları, konuya ya daha önce eğilmiş veya eğilmek üzeredirler.(s.29) Biz ona bir çözüm bulduğumuzda da, şu veya bu yolla o çözümü her zaman çarpıtmak ve bozmak için uğraşır.(s.51)
Tarihin en kesin dönüm noktalarında, herhangi bir toplumun varlığını tehlikeye düşüren şey, o toplumdaki vasıtaların kıtlığı değil, aksine fikirlerin yetersizliğidir.(s.53)
Fikrin gelişimi ve doğru düşünmeyi vurguladıktan sonra zihni bulanıklıktan ve zan tehlikesinden kurtarmanın yolunun ancak ilim basamaklarını tırmanmakla mümkün olduğunu şu örnekle anlatır: Hz. Ali’nin Sıffin savaşı öncesi komutanına tavsiyesini de örnek gösterir:“Bilenlerin tekliflerini dikkatle dinle, onların sözlere kulak ver ve öğrendiklerini bilmeyenlere öğret”(s.73)
Kendi fikirlerimizle doldurulmayan her ideolojik boşluk, bize zıt ve yabancı düşünceler tarafından işgal edilir.(s.78)
“Delilini fikir ile getiremeyenin ses tonunu yükseltmeye başlaması kaçınılmazdır.”
Oryantalistlerin eserleri, ‘ideolojik savaş’ adı verilen genel çerçeve içinde kullanılırlar.
Kendi ana fikirlerini, kendisine yön verecek düşünceleri bizzat kendisi imal etmeyen bir toplum, ne kendi tüketim maddelerini üretebilir, ne de kendi donanım malzemelerini. (s.81)
Toplumlar, medeniyetler ve imparatorluklar, kendini doğuran ana fikirlere ihanetlerinden ötürü yıkılırlar. Tarihin bütün bozgunlarına bakarsanız, oralarda, ihanete uğrayan fikirlerin intikam aldıklarını görürsünüz.(s.83)
Bir toplumda etkili olan iki türlü fikir vardır:
a.İnsanı değişime uğratan fikirler
b.Eşyayı değişime uğratan fikirler.
Birinciler, yani insanı başkalaştıran fikirler, toplum yeni bir medeniyete adımını attığında, o toplumun enerjisini harekete geçiren fikirlerdir. İkinciler yani eşyayı başkalaştıran fikirler ise, ikinci aşamada maddeyi şekillendirme gücüne haizdirler. İnsanı değişime uğratan fikirler güçlerini, yeni toplumda meydana gelen kültür ortamının ya kutsal niteliğinin veya dünyevî niteliğinden alırlar. İnsanları ancak bu iki şıktan birine dayanarak değiştirip başkalaştırabilirler. Sırf dünyeviliği esas alan fikirler, insanları harekete geçiremez.(s.86)
Ortada fikir yoksa her kullanılan kelimenin konuyu aydınlatmak yenine, ona bir karanlık daha eklediği sadece bir laf kalabalığı vardır.(s.93)
İslam toplumu, sömürgecilik ve sömürgeleştirme problemini gündeme getirmiş, fakat kendiliğinden sömürgeleşme veya sömürgeleştirilmeye eğilimli olma meselesini bir türlü kavrayamamıştır. Bu ikinci şıkkı anlamaya çaba göstermemiş, bunu ihmal etmiştir.(s.94)
Dünyadaki sömürü çarklarını sömürenler değil, sömürülenler çevirmektedir.
Sahih bir fikir her zaman etkili ve geçerli değildir. Fikrin sahihliği onun özünde yatar.(s.97)
Verimliliğin ve üretkenliğin esas alındığı bir yüzyılda, haklı olmak için doğruyu söylemek yetmez. Nitekim ‘iki kere iki üç eder’ diyen ve bunu iddia ederken az çok karnını doyurabilen birine karşı, ‘iki kere iki dört eder’ der, ardından da açlıktan ölürseniz size itibar edilmez. Öyleyse İslam toplumu, kendisinin üstün fikri gücünü ve onun yanında da etkili olmanın yolunu mutlaka bulmalıdır.(s.108)
Hiçbir ekonomik gerçeklik içermeyen bir hava kabarcığı olan Ekonomi için ekonomi; bir insan toplumunun işlerini, bilançosu biri gelirler diğeri giderler olmak üzere iki işlemle yapılıveren basit bir koltuk meyhanesinin yönetimi biçiminde ele alır.(s.117)
İslam davasının asıl vazifesinin seviyesine ve çağının düzeyine yükselebilmesi için akımlar, kurumlar ve bireyler çapında gelip serpilmesi gerekir. Yoksa şevkini ve azmini kaybedecek ve başarısızlığa mahkum olacaktır.
İslam davasını, tehdit eden en vahim tehlikeler arasında özellikle şu ikisini hatırlatalım:
1. Geleceğe yönelmek yerine, geçmişin ihtişamını sayıklamak. Olması ve yapılması gerekenleri inceden inceye düşünmek, bunların hazırlığıyla uğraşmak, bunlar için mücadele etmek yerine, olup bitmiş şeylerin anılarını tekrarlayıp durmakla yetinmek.
2. Eksikleri ve yanlışları kabul edip samimiyet ve ciddiyetle bunları aşmak ve bunlardan kurtulmak yerine, sistemli bir şekilde onları haklı ve mazur gösterme çabasına girişmek. (s.125)
İslam’ın mücadelesi bütün alanlarda ve bütün cephelerde yürütülen sürekli bir savaştır. Onun için, duraksamadan ve sahip oldukları tüm vasıtalarla bu mücadeleyi sürdürmek çalışkan Müslümanlara düşmektedir.(s.126)
Bu yoruma katılıyor musunuz?
Evet (5)
Hayır (1)
Bu Yorumu Yanıtla
yarengume2003 04.03.2008
Satın Alma Onaylı Bu ürün yorum sahibi tarafından satın alınmıştır.
yararlı bir eser okumanızı tavsiye ederim
Bu yoruma katılıyor musunuz?
Evet (4)
Hayır (0)
Bu Yorumu Yanıtla
konuralp38 15.07.2012
İslam Medeniyeti kavramının öncüsü büyük fikir adamı. Bu Kitap Batı'lıların Doğu'yu hangi metodlarla "uyutmaya" çalıştığını anlatan dev bir eserdir. İdeolojik Savaş Ajanları'nın ülkemizde ve çoğu doğu/afrika ülkelerinde yaptığı akıl almaz psikolojik sosyolojik hatta antropolojik araştırmalarının sonucu olarak uyguladıkları "sömürme" metodlarını mükemmel şekilde ortaya koyan ufuk açıcı bir kitaptır.
Bu yoruma katılıyor musunuz?
Evet (2)
Hayır (0)
Bu Yorumu Yanıtla
filizsevde 30.12.2008
çok güzel hazırlanmış bir kitap anlatımı ve dili akıcı ve kesinlikle alınıp okunulmalı ben hayran kalmıştım okuduğumda kitaplığımda hala saklıyorum
Bu yoruma katılıyor musunuz?
Evet (1)
Hayır (0)
Bu Yorumu Yanıtla