Ciddi bir fikir işçiliği süresince elde ettiği birikimi, siyasi ve fikri mücadelesi içerisinde test etme imkânı bulmuş olan Aliya İzzetbegoviç, bu kitabı ile pek çok büyük mantık dâhisinin boğulup kaldığı mecralarda inanç ve akıl kanatlarıyla pervasızca dolaşıp arzı endam ediyor. İnsanlık tarihi boyunca tartışılan birçok çetrefilli meseleye ilişkin nakil, tespit, değerlendirme ve yorumları içeren bu kitap, özetle; çoğunlukla idealist ve materyalist uçlarda yoğunlaşmış insanlık ideolojilerinin, uygulama sahasına gelince kalıplarının gereğini sergileyemediğini çarpıcı bir şekilde anlatmaya çalışıyor. Söz konusu ideolojilerin kitaplarda sergilediği haşmetli görüntünün (mantıksal tutarlılığın) hayatın cendereleri içerisinde kof olduğunun anlaşıldığını ileri süren yazar, ideolojik sloganlara ilişkin sert naraların yaşam kalesinin duvarlarında eriyip gittiğini, hayatta kalanların ise benliklerini kaybedip başkalaştığını ileri sürüyor.