40'ların Cadı Kazanı Hakkındaki Yorumlar

1940'lı yıllarla ilgili önemli olayların uğur mumcu yorumu okunur

Uğur Mumcu’nun her eseri mutlaka okunmalı

birçok kişiye bakış açınızı değiştirecek tarafsız ve fazlasıyla ilgi çekici bir Mumcu eseri

Döneme dair şaşırtıcı bilgiler sunuyor

Fazlasıyla hatalar ile dolu yersiz bir kitap.

1940 yılının hemen öncesinde Alman faşist liderin Türkiye'de ırkçılığı yükseltmek için yaptığı görüşmeler ve Mustafa Kemal sonrası ülkemizde yükselen ırkçı turnacı çalışmaların ele alındığı eser yine Uğur Mumcu kalitesinde. Türkçülük davası mahkeme tutanakları ve ifadeler dönem sonrası oluşacak ülkücü yapılanmanın temellerinin kimlere dayandığını açıklamaya çalışmış. Kaliteli bir eser mutlaka okunmalı.

Muhakkak okunması gerektiğini düşündüğüm bir kitap. Türkiyedeki ideolojik yapıların öyle kolat kolay siyah ve beyaz gibi net ayrışmadığını gösterdi bana.

uğur mumcu'nun bu romanını daha iyi algılayabilmek için, türk yazın dünyasının en önemli romancılarından kırımlı yazar cengiz dağcı'nın, özellikle, korkunç yıllar ve yurdunu kaybeden adam, adlı yapıtlarını ve diğer kitaplarını da okumakta yarar var.

Uğur Mumcunun araştırmalara dayalı tarafsız yazılmış bir kitabı. O dönemin önemli bazı olaylarını anlatıyor. Sıkılmadan zevkle okunacak bir kitap.

uğur mumucu nun tarafsız bir şekilde ele aldığı bir eser. bence ideolojiniz ne olursa olsun okuyun o günleri bilmek adına.

Bu kitapı 60 70 80 28 şubat ve her ne kadar darbe ve vebnzeri şeyleri anlamak isteyenler okumalı .....Çünkü işin başlangıcı çatışmaların ilk başladığı nokta 40'lı yıllardan itibaren başlamaktadır........

dönemi iyi okuyan ve anlayan ve de bize biraz ayrıntılı ve sıkıc ı bir sek,ilde anlatsada 40ların karanlık türkiyesinin anlaşılması için son derece önemli bir kaynak...

büyük önder atatürk'ten sonraki türkiye'nin karmaşık siyasi durumunu gösteren bir kitap.o gün ki siyasi ortamın bilinmesi açısından ilginç bir kitab.tavsiye ediyorum.

Türkiye'nin en karanlık zamanlarını belgelerle ve açık şekilde en iyi anlatan yapıt. Çok aydınlanacaksınız.

Mumcu bu kitabında özellikle 1940'lı yıllarda üniversitelerde yaşanan ideolojik çatışmalara ve Türkiye'nin içinde bulunduğu çalkantılı sürece vurgu yapıyor.Aydınlar arasındaki fikir kavglarına özellikle Sabahattin Ali ve Nihal Atsız arasındaki hukuki sürecinde iç yüzünü anlatıyor.Severek okudum.

Yazar ülkücü-devrimci,ilerici-gerici,laik-anti laik kavramlarının,birbirlerinin anti tezleri olan fikirlerin,düşüncelerin oluştuğu,Türk toplumunun kamplara ayrıldığı,bunların tohumlarının ilk nüvelerin oluştuğu,derin devlet yapılanmasının ilk temellerinin atıldığı 40'lı yılların kaynayan kazanına kalemiyle ışık tutmağa çalışmış.Açıkçası solcu bir yazar olmasına rağmen rahmetli Mumcu mümkün mertebe tarafsız davranmağa çalışmış.Ben Adsız-Sabahattin Ali davasında objektif davranamayacağını düşünüyordum fakat dönemi gayet tarafsız anlatmış.Sadece olanı anlatmış,kendi düşün dünyasına göre afaki görüşler öne sürmemiş.Köy enstitüleri ve Hasan Ali Yücel konularında yazara katılmıyorum.Yine de okunası bir eser,tavsiye ederim.

Gazetecinin ve tarihçinin işlevleri ayrıdır. Gazeteciler, tarih yazmazlar; tarihçilerin yararlanacağı kaynakları bulmaya ve sunmaya çalışırlar.

Tarihçinin görevi başkadır. Tarihçi, tarih yazarken, anılardan ve belgelerden yararlanır. 40'lı yıllarla ilgili birçok anı yayınlandı. Bu dönemde yaşanan olayların hemen hepsi, ayrı ayrı incelenmeye değer konulardır.

Amacım kuşbakışı da olsa 40'lı yılları biraz daha yakından görebilmek ve gösterebilmekti. 40'lı yıllar bugünleri de yönlendiriyor. Cadı kazanları bugün de kaynıyor. Kazanlarda yananlar, kazanların altına odun atanlar, bugün başka başka insanlar. Ama sonuç değişiyor mu? Hayır!

Uğur Mumcu , İkinci Dünya Savaşı Türkiyesi ve dünyanın kaynasan siyasi ortamına usta kalemiyle tarihsel bir bakış getiriyor.Türkiye'de aydınlanmanın bozkırlarda açan çiçekleri köy enstitülerinin bu kaynayan kazandaki duruşu , soğuk savaşa giden dünyanın Türkiye'deki tarafları , özellikle Nihal Atsız Ve Sebahattin Ali'nin edebiyat literatürüne de giren tartışmaları bu kitabın dokusunu oluşturuyor.Zevkle okudum , yakın tarih meraklılarına salık veririm.