Milli Mücadele ruhu olmadan, Cumhuriyetin ilk yılları olmadan, Halide Edib okumak değişik bir deneyimdi. Bu kez bambaşka bir zamanın Türkiye'sini, İstanbul'unu anlatıyordu çünkü. 1950'ler, yeni yönetimler, yöneticiler, gençlerin batılılaşma arzusu, yurt dışında yaşanan hayatlar... Kadın kimliğinin ve birçok kimliğin ortaya çıkmaya başladığı dönemlerde birkaç sosyal sınıftan kadının birbirleriyle ve çevreleriyle olan ilişkisini konu alıyor dönemin İstanbul zemin oluşturularak. Halide Edib'in yazımını beğeniyor olmakla birlikte başka bir dönemde sanki başka bir yazar okuyormuş gibi hissettim kitabın genelinde. Bildik, tanıdık Halide Edib havası yoktu. Bu detay dışında ben kadın hikayelerini seven bir okur olarak severek okudum. Siz de okuyun mutlaka.