Yazarımız bu yazıtında,İnsanın sevinerek değil de hüzünle, karamsarlıkla hayatın üzerindeki köpüğü, tozu üfleyebilmesi gariptir. Rüzgarın içindeki bir tüy gibi sürüklenip tutunacak bir şeyler aramak, eşyaları, dostlarımızı ve düşmanlarımızı fark etmemizi sağlar. Yaşadığım dar zamanda, her şeyin aile etrafında şekillendiğini fark ettim. Gördüğümüz şeyleri fark etmek sanıldığı gibi kolay değildir. Onları hep belli bir şey olarak fark ederiz. Hakikatlerini belli bir niyetin yansımaları olarak görürüz,diyor...