Bir insanın geleceğe dair doğru bir yorum yapabilmesi için, öncelikle tarihini çok iyi bilmesi gerekmektedir. Herhangi bir birey için hafıza ne ise, bir millet için de tarih odur. Yani tarihini yanlış öğrenen veya yanlış yorumlayan bir toplum, bir millet tam anlamıyla hafızasını kaybetmiş bir insan gibidir.
Bu yüzden tarihçinin amacı ve görevi belgeler üzerinden yola çıkarak geçmişteki olayları değerlendirmek suretiyle doğruları bulmaktır.
Nitekim asla ve asla tarihi yargılamak tarihçinin görevi değildir. Eğer nasıl bir çiftçi ekeceği ürünün ne zamanın ekileceğini bilmezse, ektiği üründen istediği verimi alamaz, nasıl ki bir matematik problemini çözmek, o sorunun formülünü iyi bilmekle mümkünse;
Çok büyük bir millet olmanın yolu da, formülü de tarih ve coğrafya bilimini çok iyi bilmekle mümkündür. Bu durum yadsınamaz bir gerçektir.
Sözün kısası tarih bilinci büyük devlet olmanın, olmazsa olmaz şartıdır diyebiliriz. Tam anlamıyla tarih, kültür, örf ve adetler bir milletin nüfus kağıdıdır.
bu çalışma bunun gibi düşüneneler için bulunmaz bir fırsattır.