Emine IŞINSU'yu bu kadar geç keşfettiğim için kendime hayıflanıyorum. Kitap harika. Koltuk, makam sevdasının, kişisel hırsların toplumun her parçasında yaşandığını gözler önüne çok güzel seriyor. Herkes potansiyelinin üzerindeki makamlara göz dikiyor. yönetici vasfı taşımayan bir profesör YÖK Başkanı olmak için çabalarken, profesörün mahallesindeki bir apartman kapıcısı, yurt dışında daha iyi bir iş için, dil bile bilmediği halde İngiltere'ye gitme arzusu içinde. Rektör adayının kız yeğeni; yakışıklı nişanlısını, tüm akrabaların hayranlığı çocuğun üzerinde olduğu için, kimseye kaptırmama hırsı içinde.. hem de çocuğu aslında sevmediğini fark ettiği halde.Ve ressam Nurgün... TRT'nin belirttiğinin aksine, Kitap aydınlarla değil yarı cahillerle alay ediyor.