Yazar, bu eseriyle, son dönemde oldukça yaygın olan târihî roman anlayışına yeni bir bakış getirmiştir, diyebiliriz. Kendisinin Türk ve Moğol târihine, diline ve kültürüne olan hâkimiyeti, Türkolog kişiliği, romanda çok güzel bir biçimde görülüyor. Romanı okuyanlar için 11. yüzyıl’da Turfan ve Beşbalık Uygurlarının yaşantısı, Budizm, Maniheizm, Çin, Orta Asya ve İrân ile olan ilişkiler, İpek Yolu ve Uygur kültürü, çok geniş bir bilgiye sâhip olacaklardır. Bu yönüyle oldukça öğretici bir çalışmadır. Ayrıca Uygurlar arasında kullanılan birçok Türkçe sözcüğü kullanarak, günümüz Türkçesi’ne çok büyük bir katkı yapmıştır. Meselâ bilet yerine kullanılan üzek sözcüğünü kullanması, çok güzeldir. Bu noktada daha başka bir çok örnek verilebilir. Ama onları, kitabı okuyanların görüşüne bırakıyorum.