Nehrin Dönemeci Hakkındaki Yorumlar

Sömürgecilik edebiyatı denince akla gelen ilk eserlerden. Tavsiye ederim.

Zannedersem yazarın anlattığı ülke eski ismiyle Zaire yeni ismiyle Demokratik Kongo. Bahsettiği Büyük Adam ise diktatör Moputu olsa gerek. Afrika'ya dair daha önce bilmediğim birçok yeni şey öğrendiğimi soyleyebilirim. Yazar-anlatıcının ve yazarla beraber romandaki birçok karakterin yaşadığı guvencesizlik hissi romanın temel noktasını oluşturuyor. Farklı coğrafyaları merak eden okurlar çok da büyük beklenti içinde olmadan okuyabilirler.

kara kıtanın talihsiz tarihini anlatan güzel bir roman. Afrika toplumunun diktatörlük altında çektiği sıkıntıları hayatın akışı içinde yalın bir dille anlatmış yazar

Zaman ve mekanda kaybolmuş ama korkunç ve anlamsız bir meşguliyet içindeki insanların görüntüsü.

Kitap günümüz dünyasına ozellikle somurgecilere ve somurgelere tüm yönüyle ışık tutmuş belgesel gibi bilgi dolu bir eser.

Harika bir kitap.Tavsiye edilir.

nobel ödüllü yazarın kitabı gerçekten hak etmiş severek okudum

bayıldım! ne muhteşem, ne dürüst bir dil. boşa harcanmış tek bir satırı yok gibi. bu adama aslında nasıl içten içe yanan bir utançla ve kompleksle saldırdıklarını da anlamış oldum böylece. ona kızan hatta ondan nefret edenlere bir bakın. kolonyalizm, oryantalizm ya da kendine, kendi kültürüne yabancılaşma.. eskimiş ve yoz, bugün hiçbir yerde durmayan, artık hiçbir şeye sığmayan bir dolu sözle nasıl hakaret ettiklerini hatırlıyor musunuz naipaul'a..

aylardır kapanıp okusam da hemen hiçbir şey böyle vurup geçmedi ve yeniden dönüp okumamak için hiçbir neden yok şimdi kitabı. kolay kolay dönemiyorsunuz o nehrin dönemecinden, çıkamıyorsunuz bir buğu gibi yükselen ormanın içinden çünkü.

Sokaklarında, siddetin, savaşın, ölümün kol gezdigi bir afrika bölgesinde yalnızlığın ve çaresizliğin dibine vurmuş Salim'in hikayesi. Gidecek bir yeri yok, dahası başka bir ülkeye gidecek ve yaşayacak cesareti de... Kendi uyuşuk hayatında, her gün aynı şeylerle meşgul olarak, hiç düzelmeyeceğini bildiği ülkesiyle ilgili aidiyet sorunlarıyla sadece öylesine bir bekleyişi devam ettiriyor. Sürekli el değiştiren devlet yönetimi, gelenin halkın gözünü boyamak için ormanın ortasına inşa ettikleri lüks yapılar, binalar... zamanla bakımsızlıktan, adilikten ormanın o yapıları içine katması... Vakit ayırıp okumaya değer.

"dünya böyledir; bir hiç olanların, hiç olmaya boyun eğenlerin dünyada yeri yoktur" cümleleriyle beni karşılamış kitap, oldukça iyi başladı..