Öyle bir kitap okudum ki, dayak yemiş gibiyim.
Toplum dayatmalarından, insanın ön yargılarından ve özgürlüğe olan inançsızlığımızdan bahseden dizelerle buluştum. Her satırında bilgisizliğime, eksikliğime olan utancımdan ufaldıkça ufaldım.
Yer yer çaresizlikle burkulan içim, yer yer umutla doldu. Altını çizdiğim paragrafların ardı arkası kesilmediği gibi aldığım notlara, daldığım düşüncelere ben bile hayret ettim. Bir günde okurum diye düşünürken her sayfasını ayrı hazmetmem gerektiği gerçeğiyle yüzleştim.
İçeriği hakkında bilgi vermek isterdim lakin romanın işlediği kurgu, verdiği yüzlerce sosyal mesajın gölgesinde kalıyor. Çünkü her bireyin kendine ders çıkarabileceği nitelikte bir eserle karşı karşıyayız.
Daha önce "Bir Demlik Düş" kitabını yakın çevremde okumayan insan bırakmadığım gibi bu kitabın da aynı şekilde duyulması gerektiğine inanıyorum.
Okuyun, buna ihtiyacımız var