“Çekler,vatanlarını parlak zaferleri olduğu için değil tanınmadığı için seviyorlardı;büyük olduğu için değil,küçük ve sürekli tehlikede olduğu için.Onların yurtseverliği ülkelerine karşı sonsuz bir merhamet duymaktı.”
.
Irena ve Josef, ’68 sonrası iltica ediyorlar ülkelerinden.Irena’nın yolu Paris’e,Josef’in ise Danimarka’ya düşüyor.Aslında nereye gittiklerinin bir önemi yok.Bellek dediğimiz şey üzerinde olduğumuz toprak parçasıyla sınırlandırılamıyor.Çatlaklarından sızıp bir şekilde kendi yolunu yapıyor.İşte karakterlerimizin de kesiştiği nokta,yola çıktıkları yer oluyor: Prag.Ama büyük bir farkla: Prag bıraktıkları gibi değil artık.
.
İltica etmek,bir yere-bir kültüre hatta bir dile tam anlamıyla ait olamamak üzerine ‘bilmemek’..Hani o mutluluğun en çok hissedildiğine inanılan hal.’Bilmeden,bilinmeden,bildirmeden’ yaşadığınızda ödül gibi sunulan ceza.