Louis Aragon, Jacques Vache, Tristan Tzara, Paul Eluard birebir dostluklarını tattığı sanatçılardan birkaçı.
•
Arthur Rimbaud’u da okuyor, Karl Marx’ı da.
Meksika’da Troçki’yle de tanışıyor, Amerika’da Claude Levi-Strauss ile de.
Haliyle zengin bir birikim sahibi oluyor.
•
Nadja, onun 1928 yılında yayımladığı eseri.
Yarı-otobiyografik bir ürün. Tanışmış olduğu bir kadın yazacaklarına yön veriyor aslında.
•
Eserine ‘Kimim ben?’ diyerek giriş yapıp ‘yeteneklere, zihne, kaçışa, sanata ve çevresine’ değinerek başlıyor. Bir nevi deneme üslubuyla.
Fakat ilerleyen sayfalarda tanışacağı ve adının Nadja olduğunu öğreneceğimiz kadınla eser bambaşka bir hal alıyor.
•
“Benden ne isterse istesin, vermeyi reddetmek iğrenç olurdu, o denli saf ve her türlü dünyevi bağdan muaf ki...”
Böyle tanımlıyor mesela Nadja ve ona olan bağlılığını. Bağlılığını?
•
Zor ve ‘tanımı güç’ bir metin okuyacaksınız.